SIFIRDAN
BAŞLAYALIM…
YALÇIN KOÇAK
Türkiye
birçok yere üyedir.
Kimine
Gönüllü, Kimine Kurucu, Kimine Zorunlu!...
Kurucu
üyesi, hatta başı olduğumuz yer sayısı yok desek doğru olur.
Gönüllü
üyeliklerimiz ise sevdiğine varamamış, ya da sevdiğini alamamış kişilerin kara
sevdasında kaldığı gibidir. Bir aralar erişir gibi olmuşuz Sadabat paktı ile
Balkan Antandi ile, Cento ile, Bağdat paktı ile imzalanan saraylarımızı
yakmışlar, imzalayanları asmışlar. Anlaşmaları çöpe atmışlar.
90. yılını yaşıyoruz Batı kulübü üyeliğimizin!..
Bu
üyelik rızalı bir üyelik değil, zorunlu ve belâlı bir üyeliktir.
Batı
kulübüne imza koyanların adına bakın Gazi ne güzel bir söz buyurmuş “ya 70 sene bekleyeceğiz ya 50 milyon olana
kadar sabır edeceğiz” ey Kemalistler bunu da reddedin. “Allah ömür verir ise, ömrüm vefa ederse Musul, Kerkük, Kıbrıs ve Adaları, alacağım.
Selanik de dahil Batı Trakya’yı Türkiye hudutları içine katacağım.” sözünü reddettiğiniz
gibi; Gardropçular, Oryantalizmin radyasyonunda büyümüş batı suratlı, batı
kafalı Oksidantelist aymazlar.
Türkiye
Batı kulübünden çıkmayacak, yüzünü ve yolunu Batıdan koparmayacak. Gazinin
dediği gibi “Batıya gideceğiz ama Doğulu
olduğumuzu unutmadan”..
Cumhurbaşkanı
adayı, 12 yıllık Başbakan bağırıyor; ne bu Birleşmiş Milletler 5 devlet var
gerisi gurka. Haklı olmasına haklı da; bu konu ortaokul da okutuluyor.
Libya
bombalanıyordu. NATO’nun orada ne işi var diyen de oydu, uçaklar İncirlikten,
Çiğliden kalkıyordu, İncirlik Kaymakamını Obama’mı atamıştı.
Dünyayı
yönetenler, yani seçilmişleri seçtirenler bakıyorlar atadıkları kişiler dünyayı
yöneten kurumlara nasıl bakıyor? İMF’ye, Dünya Bankasına, UNESCO’ya,
BM’ye, NATO’ya, ETA’ya, NAFSA’ya v.s,
v.s, daha uzun. Bunların kimisi köstek, kimisi yanlış adreslere götüren dümen
örgütler, hiç birisinden 90 yıldır ne hayır gördük.
Koltuğa
otururken evet, evet her şeye evet deyip sonra kıvırtanlara, başka türlü
muamele ediyorlar.
Lâ
diyene; bükemediklerine zaten evet demiyorlar onlara rağmen seçilirse, ki
zor. Sandık iradesine rıza göstermiş,
millete saygılı poz ve rolleri ile hinliğe, hainliğe devam ediyorlar.
Bizde
olmadı mı?
Mahalli
seçimler esnasında iç politikamız siyasetine salatalık doğrayan Büyükelçisini
daha zamanı varken geri çekmedi mi? Okyanus ötesi müttefikimiz, şerikimiz,
stratejik partnerimiz v.s.
İşte
Tırstıkları davranış budur.
Türkiye
bazı boyunduruklarından kurtulma şansını yakaladı sanırım.
AB
yolundan vazgeçebilir miyiz?
Nato’dan,
belki bazı bölümlerinden çekilebilir miyiz?
BM’den
sarfı nazar edebilir miyiz?
IMF’den
borcumuz yok nasıl olsa, eyvallah diyebilir miyiz?
Dünya
Bankasının sessiz ortağıyız, Sesimiz para etmiyor.
İşte Gazze…
Yüreğimiz
daralıyor, iştahlardan kesildik Mübarek Ramazan helal lokmalarımız,
boğazlarımızda düğümlendi. Yırttık kendimizi. Sonuç; Hiç?.
Hitlerin
torunu Merkel ve Obama İsrail’in yanında.
Her
saat bir bebek ölümünü gerçekleştiren, kendisinden gayrisini mahlukat gören
arızalı eğitimi almış hasta beyinlinin yanında.
Ceketi
alıp gidebilir miyiz?
Cevapların
hepside “HAYIR”sa, Bağımlı hale gelmişsiniz, klinik vakasınız AMATEM bile size
çare olamaz.
Umut ve Çare;
Evet,
Batı kulübüyle Antlaşmalarımız, anlaşmalarımız gizli ikili yazdıklarımız var,
var, var. Bunlara dokundurtmazlar, ama yapacaklarımız var. Hem de çok.
İşkodra’dan,
Çin-Hind- Maçin’e kadar,
Haydi
gelin sıfırdan başlayalım.
İşte
sıfır Meridyen ve Ayasofya;
İşte
zamanın sıfırı olmak,
Yeni
günün başlangıcı olmak,
Güne
İstanbul zamanıyla başlamak,
Ayasofya’nın
kubbesinde ki Âlem’in Hilalinin içinden batıya bakmak.
Kim
bilir belki İMT’nin peşine İstanbul Lirası da gelir,
Bu
sıfır taşının altından daha neler çıkacak, neler???
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder