MİLLİ HÜKÜMETE DOĞRU
MU?
Mehmet Necati GÜNGÖR
Gidişat iyi değil.
Türkiye dar alana sıkışmış vaziyette.
Dış ilişkilerimiz fecaat. Etrafımızda “dost” diyebileceğimiz bir devlet
kalmadı.
Rusya krizi ekonomimizi iyice vurdu. Güneyde kapanan otel sayısı yüzlerle ifade
ediliyor.
Sebze elimizde kaldı. Domates, üretildiği bölgede 1 liraya kadar düştü. Üretici
ürününü yollara dökerek durumu protesto ediyor.
Terör, almış başını gidiyor. Güneydoğu’da Suriye görüntüleri iç karartıyor.
İçeride ise tek adama dayalı başkanlık rejimi tartışılıyor.
“İlle de başkanlık” diretmesi hem rejimi, hem hukukumuzu tartışmalı hale
getirdi.
Anayasa Mahkemesi’nin kararları, bizzat ülkenin Cumhurbaşkanı tarafından
tanınmıyor, saygı duyulmuyor.
Adalet Bakanı ise peşinden geliyor.
Ülkede hukuk ve adalet tartışılıyor. Daha doğrusu, her ikisinin yokluğu.
Cumhuriyetin değerleri lime lime.
Meclisin yanı başındaki bir salonda halifelik konuşuluyor.
Rejimi demokratik yapan muhalefet, kendi derdinde.
CHP, ilkelerindeki sapmayı tartışıyor.
MHP’de kongre krizi yaşanıyor.
Bu durumda halkın muhalefetten de beklentisi yok.
Ülke, adım adım karanlığa doğru sürükleniyor.
ABD mahreçli planlardan söz ediliyor.
Obama’ya yakın gazeteci ağzındaki baklayı çıkardı bile.
‘Esad gitmeli’ politikasının başarısızlığa uğradığını ve Batı’nın
olabildiğince sessiz bir şekilde geri çekilmeye çalıştığını ifade eden ABD’li
yazar Michael Collins Obama’ya karşı tavır alan Erdoğan’ın ise büyük bir risk
aldığının altını çizdi.
Anlaşılıyor ki, müttefikimiz de gidişatımızdan rahatsız.
Belli çevrelerde durup dururken “Mutabakat Hükümeti”, “Meclis Hükümeti”
ya da “Milli Hükümet” modellerinden söz edilmeye başlandı.
Sarayla Başbakanlık arasındaki gerginlik güneydoğudaki hendeklerden daha derin.
Davutoğlu’na “ha gitti ha gidecek” gözüyle bakılıyor artık.
Yerine Binali bey ikame edilmeye çalışılıyor.
İki aya kalmaz, iktidar partisindeki çatlak da su yüzüne çıkar.
MHP’de kongre toplanmazsa, muhaliflerin AKP içindeki muhaliflerle birlikte yeni
bir siyasi oluşum meydana getirebilecekleri de konuşuluyor.
Bu durum, siyasi dengeleri değiştirebilir, hatta iktidar partisinin oy oranını
daha da aşağılara çekebilir.
ANAP’taki “21.75”’i unutmayalım.
“Milli hükümet”i, çıkmazdan çıkışın tek çaresi olarak düşünenler, toparlayıcı
isim arayışında.
Öne çıkan isimler var. Biri, eski Meclis Başkanı Cemil Çiçek, diğeri ise
eski DTP Müsteşarı ve CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici.
Milletçe içinde bulunduğumuz bu badirelerin ancak muhalefeti de içine alan
geniş tabanlı bir “milli mutabakat hükümeti”yle aşılabileceği yönündeki
kanaatler yaygınlaşıyor.
Bütçe görüşmeleri sırasında iki konuşmaya dikkatinizi çekmek istiyorum:
Birincisi, CHP
Grubu adına TBMM Genel Kurulu’nda bir konuşma yapan Trabzon Milletvekili Halûk
Pekşen Rusya krizinin ekonomiye etkileri bağlamında, Kesici’nin yeni Hükümet Programı
hakkında TBMM Genel Kurulu’nda CHP Grubu adına yaptığı olağanüstü güzel
konaşmaya da atıfta bulunarak; dedi ki;
“Yalnızca Rusya'yla 62 milyar
dolarlık kontrat kaybettik.O dönemdeki Yüksek Planlama Kurulu üyesi ve Devlet
Planlama Teşkilatı Müsteşarı İlhan Kesici’nin de altında imzası bulunan bir YPK
kararında, Irak krizi nedeniyle bu şirketlerin SSK, banka kredi borçlarının
yapılandırılmaları, yurt dışındaki alacaklarının Eximbank tarafından
iskonto edilmesi ve faizsiz krediyle, ucuz kredilerle desteklenmeleri karara
bağlanmış ve sektör büyük bir krizden kurtulmuştu. Şimdi de Sayın Kesici
aramızdadır. Size de her türlü katkı ve yardımı vermekten de imtina
etmez."
İkinci konuşmada, MHP Genel
Başkanı Devlet Bahçeli’ye en yakın isimlerden birisi ve Osmaniye Milletvekili
Doç. Dr. Ruhi Ersoy. Bakın, nasıl bir çağrı yaptı:
“Bu kapsamda,
Parlamentomuzda bulanan değerli ve köklü milletvekillerimizin, değişik siyasal
partilerde görev almış devlet adamı hüviyetindeki olan büyüklerimizin yer yer
gelip partilerinin dar kalıpları içerisinde değil, büyük Türk milletinin ve
Türk devlet geleneğinin gerektirdiği tarzda konuşmalar yapmalarını bekliyorum.
Sayın Cemil Çiçek'ten, Sayın
İlhan Kesici'den, özellikle ve özellikle bu kürsüde Türk milletinin beklediği
konuşmaları yaparak toplumsal huzur adına reçetelerin bu Meclisten
yazılabileceğini ifade etmelerini bekliyorum.”
Kesici’nin, Hükümet Programı üzerinde yaptığı konuşma, kalıcı etkisini
sürdürüyor.
Meclis Başkanı İsmail Kahraman, AKP İstanbul Milletvekili, bile "İlhan
Bey uzun zamandır çok hasret kaldığımız yüksek bir siyasi üslubun çok güzel bir
örneğini gösterdi" diyerek övgüsünü ifade etmişti.
Milli Hükümet ihtiyacı iyice belirgin hale gelirse, siyasetin üzerinde ittifak
edeceği isim olarak konuşuluyor.
“Durup dururken bu alternatif de nereden çıktı?” diye sormayın.
Ve, “olmaz olamaz” demeyin.
Bir şeyin “şuyuu” olmuşsa, “vukuu” da arkasından gelir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder