TÜMER
DİYOR Kİ:
Yalan
söylemenin dinimizdeki yeri nedir?
Bu konuda
kısa ve öz bir araştırma yaptık.
Bunu
yapmamıza sebep, son günlerde söylenen sözler.
İktidar
partisi ve muhalefet partileri birbirlerini yalan sözlerle suçlamaktadırlar.
Kim doğru
söylüyor, kim yalan söylüyor anlayabilmek de mümkün değil.
Nedeni ise
suçlanan Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı suçlamaları kabul etmeyerek,
araştırma ve soruşturmanın da önünü kesmesi.
Bu durumda
da muhalefet partileri seçim atmosferinde iktidar partisini yıpratabilmek için
eline geçirdiği kozu bütün gücüyle kullanmaktadır.
Elhamdülillah
Müslüman’ım demek çok kolaydır.
Müslümanlığın gereğini yerine getirmek ise o kadar kolay değildir.
Allaha
inanan insan, yaptığı iyiliğin ve ya kötülüğün Allah tarafından bilindiğini çok
iyi bilir.
Ben bugüne
kadar hayatımda çok yalan söyleyen kişi gördüm.
En çok
yalanı da politikacıların söylediğine şahit oldum.
Maalesef
bir de Gümrükçüler çok yalan söylüyorlar. Buna da çok şahit oldum.
Menfaatleri
uğruna başkalarının haklarını yeme düşüncesinde olanlar çok yalan söylerler.
İnsanlar
çoğunlukla yaptıkları hatayı kolay kolay kabul etmezler.
Hele ki
yaptıkları hata kendilerini çok zora sokacaksa o zaman ilk başvuracakları şey
yalandır.
Ben
yapmadım, bana iftira ediyorlar, beni kıskanıyorlar, yalan yere beni
suçluyorlar, diye her şeyi inkâr eder.
Eğer olay
adli makamlık ise, o zaman kişiyi suçlayanların suçladıkları ne ise onu ispat
etmeleri gerektir. Ya da Adli makamlar konuyu araştırıp, haklı ve ya haksızı
bulup ortaya çıkarması gerekir.
Yapılan
suçlamalar devleti sarsar nitelikte ise işte o zaman toplum çok zarara uğrar.
Son
günlerde olan olayları hepimiz yakından takip ediyor ve biliyoruz.
Ben bu
konulara değinmek istemiyorum.
Sadece,
Dinimizde yalanın nedenli Allah indinde kabul görüp görmediğini yaptığım kısa
bir araştırmayla burada yazmak istiyorum.
Kişiler
aldatılabilir, kandırılabilirler.
Ancak
bizleri yaratan Yüce Rabbimi aldatmak veya yalanla kandırmak mümkün değildir.
Allah’ın her şeyi gördüğü ve bildiğini Müslüman olan herkes bilir.
Bu dünya
kimseye baki değildir. Hepimiz faniyiz. Geldiğimiz gibi de gideceğiz. Giderken
kefenin cebi yok, hiçbir şey götüremeyeceğiz.
Şimdi
gelelim yalanın dinimizdeki yerine.
Kimler ne
söylemiş?
Yalan
söylemek büyük günahtır. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:
(Yalan söyleyenler, iftira edenler, ancak Allahü teâlânın âyetlerine inanmayanlardır. İşte onlar, yalancıların ta kendileridir.) [Nahl 105]
Yalan, günahların en çirkini, ayıpların en fenası, kalpleri karartan bütün kötülüklerin başıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Yalan, nifak kapılarından biridir.) [İbni Adiy]
(Mümin, her hataya düşebilir, ama hainlik yapamaz ve yalan söyleyemez.) [Bezzar]
(Doğru olun, doğruluk iyiliğe, iyilik ise, Cennete çeker. Yalandan sakının, yalan fücura, fücur ise Cehenneme götürür.) [Buhari]
(Sözle çıkarılan fitne, kılıçla çıkarılan fitne gibidir. Yalan söylemek, iftira etmek ile çıkarılan fitne, kılıçla çıkarılan fitneden de kötüdür.) [İbni Mace]
(Pazarcıların çoğu facirdir! Çok yemin ederek günaha girerler ve yalan söyleyerek alışveriş yaparlar.) [Hakim]
(Aldatan Cehennemdedir.) [Taberani]
(Yalan yere yemin büyük günahtır.) [Buharî]
(Danışana, yalan söyleyen kimse, ona hıyanet etmiş olur.) [İbni Cerir]
(En büyük günah, yalan yere yemin etmektir.) [Buharî]
Peygamber efendimiz, yalan söyleyenin ağzının bir taraftan kulağına kadar demir çengelle yırtılacağını, diğer tarafa geçildiğinde, önceki yırtılan tarafın iyi olacağını, sonra iyi olan tarafın tekrar yırtılarak bu şekilde Kıyamete kadar, kabrinde azabın devam edeceğini bildirmiştir. (Buharî)
Bir genç, Peygamber efendimize, üç büyük günaha yakalandığını bildirdi. Bunlardan biri yalandı. Peygamber efendimiz, (Yalanı benim için terk et!) buyurdu. Genç, peki diyerek gitti. Bir günahı işleyeceği zaman, (Eğer bu günahı yaparsam, Resulullah sorduğunda, evet dersem suçum meydana çıkar. Hayır dersem, yalan söylemiş, verdiğim sözü tutmamış olurum) diye düşündü. Diğer iki günahı da bıraktı. (Şir'a)
Büyükler buyuruyor ki:
Oğlum, yalandan sakın, o serçe eti gibi tatlıdır. Ondan az kimse kurtulur. (Lokman Hakim)
Allah indinde en büyük hata, yalan konuşmaktır. (Hazret-i Ali)
Yalancı ile cimri Cehenneme girer, ama hangisi daha derine atılır, bilmem. (Şabi)
Doğru ile yalan, biri diğerini çıkarıncaya kadar kalp de boğuşur. (Malik bin Dinar)
İçi dışına, sözü işine uymamak, nifaktandır. Nifakın temeli ise yalandır. (Hasan-ı Basrî)
Eshab-ı kiram indinde yalandan daha kötü bir şey yoktu, çünkü onlar, yalanla imanın bir arada bulunamayacağını bilirlerdi. (Hazret-i Âişe
(Yalan söyleyenler, iftira edenler, ancak Allahü teâlânın âyetlerine inanmayanlardır. İşte onlar, yalancıların ta kendileridir.) [Nahl 105]
Yalan, günahların en çirkini, ayıpların en fenası, kalpleri karartan bütün kötülüklerin başıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Yalan, nifak kapılarından biridir.) [İbni Adiy]
(Mümin, her hataya düşebilir, ama hainlik yapamaz ve yalan söyleyemez.) [Bezzar]
(Doğru olun, doğruluk iyiliğe, iyilik ise, Cennete çeker. Yalandan sakının, yalan fücura, fücur ise Cehenneme götürür.) [Buhari]
(Sözle çıkarılan fitne, kılıçla çıkarılan fitne gibidir. Yalan söylemek, iftira etmek ile çıkarılan fitne, kılıçla çıkarılan fitneden de kötüdür.) [İbni Mace]
(Pazarcıların çoğu facirdir! Çok yemin ederek günaha girerler ve yalan söyleyerek alışveriş yaparlar.) [Hakim]
(Aldatan Cehennemdedir.) [Taberani]
(Yalan yere yemin büyük günahtır.) [Buharî]
(Danışana, yalan söyleyen kimse, ona hıyanet etmiş olur.) [İbni Cerir]
(En büyük günah, yalan yere yemin etmektir.) [Buharî]
Peygamber efendimiz, yalan söyleyenin ağzının bir taraftan kulağına kadar demir çengelle yırtılacağını, diğer tarafa geçildiğinde, önceki yırtılan tarafın iyi olacağını, sonra iyi olan tarafın tekrar yırtılarak bu şekilde Kıyamete kadar, kabrinde azabın devam edeceğini bildirmiştir. (Buharî)
Bir genç, Peygamber efendimize, üç büyük günaha yakalandığını bildirdi. Bunlardan biri yalandı. Peygamber efendimiz, (Yalanı benim için terk et!) buyurdu. Genç, peki diyerek gitti. Bir günahı işleyeceği zaman, (Eğer bu günahı yaparsam, Resulullah sorduğunda, evet dersem suçum meydana çıkar. Hayır dersem, yalan söylemiş, verdiğim sözü tutmamış olurum) diye düşündü. Diğer iki günahı da bıraktı. (Şir'a)
Büyükler buyuruyor ki:
Oğlum, yalandan sakın, o serçe eti gibi tatlıdır. Ondan az kimse kurtulur. (Lokman Hakim)
Allah indinde en büyük hata, yalan konuşmaktır. (Hazret-i Ali)
Yalancı ile cimri Cehenneme girer, ama hangisi daha derine atılır, bilmem. (Şabi)
Doğru ile yalan, biri diğerini çıkarıncaya kadar kalp de boğuşur. (Malik bin Dinar)
İçi dışına, sözü işine uymamak, nifaktandır. Nifakın temeli ise yalandır. (Hasan-ı Basrî)
Eshab-ı kiram indinde yalandan daha kötü bir şey yoktu, çünkü onlar, yalanla imanın bir arada bulunamayacağını bilirlerdi. (Hazret-i Âişe
Yukarıda
söylenen sözlerden öğrendiklerimiz:
Yalan
konuşmak haramdır.
Yalanı
küçük gören ve işlemeye devam eden ona alışır ve sonunda yalancılar defterine
yazılır
Yalan, insanı cehenneme götürür.
İman ile yalan birbirine tamamen zıddır.
Müslüman mümkün mertebe yalandan uzak kalmalı, doğru sözlülüğü ve dürüst
davranışı seçmelidir.
Rüyâ anlatılırken bile yalan haramdır.
Görmediği bir rüyayı gördüm diye anlatmak,
Allah'a ve gözlerine iftira etmek mânası taşıdığı için büyük bir yalancılıktır.
Müslümana yakışan, her türlü sahtecilikten
uzak durup gerçeklerin peşinde olmaktır.
Yalan söylemenin ölüm sonrasındaki cezası,
avurtların, burnun ve gözün enseye kadar demir kancalarla parçalanmasıdır.
Yalan konuşmak, münafıklığın alâmetidir.
Dili yalandan korumak, kalbi nifaktan
arındırmış olmakla mümkündür.
Rabbim! Kalbimizi nifaktan, dilimizi de yalandan muhafaza eyle! AMİN!
Rabbim! Kalbimizi nifaktan, dilimizi de yalandan muhafaza eyle! AMİN!
Bu sözler
benim sözlerim değil. Dinimiz böyle emrediyormuş, söyleyenler söylemiş. İnanan
inanır, inanmayan yalanına devam eder.
Allah
nasıl olsa gerçeği biliyordur.
Bizim
temennimiz, ülkemiz yalanlarla, iftiralarla, hırsızlıklarla, suçlamalarla,
bölünüp parçalanmasın.
Kardeş kardeşe düşman olmasın.
Huzurlu ve
adaletli bir seçim olsun, hak eden kazansın.
Adalet
mutlaka tecelli edecektir.
Bizim
adaletimiz tecelli etmese de Allah’ın adaleti mutlaka tecelli edecektir.
Zekeriya TÜMER // 02.03.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder