Rifat
Serdaroglu:
İĞNELİ FIÇI
Devletin
başına geçecek kişide iki şart mutlaka aranmalıdır.
Bu şartlardan ikisinin de tam, yani yüzde yüz olması gerekir.
Bunlardan birinin az da olsa eksik olması, o kişinin tüm iddiasını bitirir, milletin başına da onarılamaz dertler açılır.
Bu şartlardaki eksikliklerini bile-bile milletini aldatmaya devam eden kişi kelimenin tam anlamıyla, "MİLLİ İRADE HIRSIZIDIR"
Bu şartlardan ikisinin de tam, yani yüzde yüz olması gerekir.
Bunlardan birinin az da olsa eksik olması, o kişinin tüm iddiasını bitirir, milletin başına da onarılamaz dertler açılır.
Bu şartlardaki eksikliklerini bile-bile milletini aldatmaya devam eden kişi kelimenin tam anlamıyla, "MİLLİ İRADE HIRSIZIDIR"
Bu iki
şart şudur;Gerçek Demokrat olmak ve Namuslu olmak…
Gerçek
Demokrat bir kişi; İnsan Hak ve özgürlüklerine saygılı, Hukuk Devleti-Lâik
Cumhuriyet- Sosyal Devlet-Çağdaşlık-Bilim-Gelişmişlik-Hakça Paylaşım ilkelerini
beyninde ve gönlünde taşıyandır.
Namuslu
bir kişi; Boğazından tek haram lokma geçmemiş, kendisinin ailesinin,2.Ve
3.Derece yakınlarının servetinin hesabını hiçbir şüpheye meydan bırakmayacak
şekilde verebilen, kul Hakkı yememiş, insanlara bilerek hakaret etmemiş,
ülkesini satmamış, ihalelere fesat karıştırmamış, kalpazanlık gibi yüz
kızartıcı suçlar işlememiş, kendisine verilen devlet yetkisini kötüye
kullanmamış, nüfuz kullanmamış biridir.
Devletin
tepesine oturtacağınız kişi, "Ben Demokratım" dediği
halde,Anayasamızın 174.Maddesine aykırı olarak cemaat ve tarikatları devletin
en hassas makamlarına yerleştiriyorsa, Anayasa ve Demokrasinin temel şartı olan "Kuvvetler
Ayrılığı İlkesine" karşı çıkıyorsa, Yargıyı baskı altında tutuyorsa,
yandaşlarını kayırıyorsa, o kişi Demokrat değildir.
Devletin
tepesine oturtacağınız kişi; "Ben Namuslu bir Müslüman’ım" dediği
halde,"Evinde sakladığı 1 Milyar Avro gibi bir parayı "Sıfırlaması" için
oğluyla yaptığı konuşma tapelerinin" gerçek olup olmadığını
belirlemek için Uluslararası bir uzman kuruluşa inceleme yaptırtmıyorsa, o kişi
namuslu biri olamaz.
Ciddi iddialara karşın, eline belge alıp "Bakın benim yurtdışındaki bankalarda param yok, işte belgesi" diyemiyorsa namuslu değildir.
O kişi, devlet ihalelerini çeşitli ayak oyunlarıyla kendi itlerine aktarıyor ve onlardan aldığı haram paralarla medya grupları satın alıyor ve bunları da tetikçi olarak kullanıyorsa, Genelevde çalışan bir kadının namusu, o kişinin namusundan milyon kere daha değerlidir.
O kişi, ülkesini bütünlüğünü koruyacağı yerde, 54 bin insanımızın hayatını bitiren, uyuşturucu kaçakçısı bir örgütle işbirliğine giriyor ve eşkıyadan emir alıyorsa o kişinin, değil devletin başına geçmek, yaşamaya dahi hakkı yoktur…
Ciddi iddialara karşın, eline belge alıp "Bakın benim yurtdışındaki bankalarda param yok, işte belgesi" diyemiyorsa namuslu değildir.
O kişi, devlet ihalelerini çeşitli ayak oyunlarıyla kendi itlerine aktarıyor ve onlardan aldığı haram paralarla medya grupları satın alıyor ve bunları da tetikçi olarak kullanıyorsa, Genelevde çalışan bir kadının namusu, o kişinin namusundan milyon kere daha değerlidir.
O kişi, ülkesini bütünlüğünü koruyacağı yerde, 54 bin insanımızın hayatını bitiren, uyuşturucu kaçakçısı bir örgütle işbirliğine giriyor ve eşkıyadan emir alıyorsa o kişinin, değil devletin başına geçmek, yaşamaya dahi hakkı yoktur…
Görelim
bakalım Türk Milleti kendi sonunu getirecek, kendisini soymaya devam edecek bir"Sahte
Demokrat –Gerçek Hırsızı mı" seçecek, yoksa Türkiye’nin uğradığı
tahribatın onarılması için, "Geçici bir dönem" için namuslu
birini mi seçecek?
10 Ağustos’ta ilk işareti göreceğiz.
Yalnız kimse şunu unutmamalıdır;Her millet, kendi kaderini kendi çizer.
Kendi düşenin sonradan ağlamaya, suçu başkalarının üzerine atmaya hiç hakkı olamaz…
10 Ağustos’ta ilk işareti göreceğiz.
Yalnız kimse şunu unutmamalıdır;Her millet, kendi kaderini kendi çizer.
Kendi düşenin sonradan ağlamaya, suçu başkalarının üzerine atmaya hiç hakkı olamaz…
İzin
verirseniz yazıyı Yüksek Seçim Kuruluna bir soru yönelterek bitirelim:YSK’ya
müracaatım, 3013642663349 kargo takip numarası ile 02 Temmuz 2014 tarihi saat
11.44 te YSK görevlisi Sayın Müslim Yurtseven’e teslim edildi.
Elbet bir cevap alacağız!
Sorum şu; Sayın YSK Üyeleri, sizlerden biriniz Cumhurbaşkanlığına aday olsanız, istifa etmek zorunda kalacaktınız?
Niye?
Elbet bir cevap alacağız!
Sorum şu; Sayın YSK Üyeleri, sizlerden biriniz Cumhurbaşkanlığına aday olsanız, istifa etmek zorunda kalacaktınız?
Niye?
Seçim sonucunu etkileyebilecek bir göreviniz olduğu için, değil mi?
Hem aday olup, hem de YSK üyesi olarak devam edebil misiniz?
Edemezsiniz.
Peki, maaşını kamudan alan, tek sözüyle devletin tüm olanaklarını harekete geçirebilen, sınırsız ve hesabı sorulamayan ÖRTÜLÜ ÖDENEK kullanan Başbakan, nasıl olur da bir Kamu Görevlisi olarak istifa etmez?
Bu hangi mantığa, hangi hukuk kuralına, hangi vicdana uyar?
Bu feryada, bu eşitlik-adalet-dürüstlük istemine suskun kalamazsınız.
Bu ülkede sizler, Başbakan’ın baskısı ile hukuksuzluğa geçit verirseniz, ülkede illegalite başlar ve sonu büyük bir kargaşaya gider.
Lütfen sadece ve sadece Türkiye’yi-Adaleti-Hukuku düşünün ve bizlere"Çok şükür ki Ankara’da Yargıçlar var" dedirtiniz.
Hem aday olup, hem de YSK üyesi olarak devam edebil misiniz?
Edemezsiniz.
Peki, maaşını kamudan alan, tek sözüyle devletin tüm olanaklarını harekete geçirebilen, sınırsız ve hesabı sorulamayan ÖRTÜLÜ ÖDENEK kullanan Başbakan, nasıl olur da bir Kamu Görevlisi olarak istifa etmez?
Bu hangi mantığa, hangi hukuk kuralına, hangi vicdana uyar?
Bu feryada, bu eşitlik-adalet-dürüstlük istemine suskun kalamazsınız.
Bu ülkede sizler, Başbakan’ın baskısı ile hukuksuzluğa geçit verirseniz, ülkede illegalite başlar ve sonu büyük bir kargaşaya gider.
Lütfen sadece ve sadece Türkiye’yi-Adaleti-Hukuku düşünün ve bizlere"Çok şükür ki Ankara’da Yargıçlar var" dedirtiniz.
Tüm
bunlara rağmen, "Milli İrade Karşıtı ve Hırsızlar İmparatoru" olan
zat,bu aziz devletin tepesine geçerse, kendini bu vatanın sahibi olarak gören
herkes, o kişiye, hak etmediği o makamı"İĞNELİ FIÇI" haline
getirecektir.
Eğer bir ülkenin tepesindeki kişi yasalara uymuyor, dürüst ve namuslu davranmıyorsa, vatandaşlar niçin yasalara uysunlar ki?
Kim hangi gerekçeyle vatandaşa "Yasalara uy" diyebilecek?
Kim, ha kim söyleyebilecek?
Eğer bir ülkenin tepesindeki kişi yasalara uymuyor, dürüst ve namuslu davranmıyorsa, vatandaşlar niçin yasalara uysunlar ki?
Kim hangi gerekçeyle vatandaşa "Yasalara uy" diyebilecek?
Kim, ha kim söyleyebilecek?
Sağlık ve
başarı dileklerimle 07.07 2014Rifat Serdaroğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder