26 Şubat 2014 Çarşamba

Anadolu Gazeteleri kendilerini temsil edemiyor, (yoksa) ettirilmiyor mu?, Prof. Dr. İSA KAYACAN

Anadolu Gazeteleri kendilerini
temsil edemiyor, ettirilmiyor mu? (1)
                          Prof. Dr. İSA KAYACAN
Yıllardır sürüp gelen bir tartışma, bir soru zinciri, bir acabalar bütünlüğü beni hep düşündürmüş ve üzmüştür. Anadolu basını olarak adlandırdığımız, onlardan övgüyle söz etmek gerektiğinde, onların milli mücadelenin kazanılmasında harcı bulunan basının bütünlüğü olduğunu söyleye gelmişiz.
Ama geçen zaman içinde, bu söylemler sadece sözde kalmış, geçmişin hatırlatılması, övünülmesi, gururlanılması gerektiğinde ortaya konulanlardan öte geçememiştir.
            Bugün Anadolu Basını mensupları, daha doğrusu Anadolu’daki gazetelerin sahip ve yöneticileri sıkıntı içindedirler, Basın İlan Kurumundan kendilerine resmi ilan yayınlama karşılığı olarak aktarılan ücretlerin yetersizliğinden söz etmekte, yakınmakta, sıkıntılarını sık sık gazetelerindeki sayfa ve sütunlardan duyurmaya çalışmaktadırlar.
Belirli zamanlarda her yeni yılın başında açıklanan resmi ilan ücretleri gazetelerimiz için yeterli bulunmamaktadır. Anadolu’da gazete yayınlamak, hele kurallarına göre gazete yayınlayarak yıllarla birlikte ayakta kalabilmek, her babayiğidin gösterebildiği başarı değildir.
Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünde görev yaptığım yıllarda daha çok onlarla, yani Anadolu Basını mensuplarıyla yüz yüze geldiğim ve sorunlarını yakından dinlediğim, Anadolu gazeteleri arasında iller itibariyle yaptığımız resmi incelemelerimiz sırasında edindiğim onların sorunlarıyla ilgili tecrübelerim ve herkes yaygın basınla ilgilenip övünmelere giderken;
Ben yönümü Anadolu Basınına çevirdiğim, oralardaki gazetecilerle iç içe olmanın mutluluğunu, gururunu yaşadığım;
Anadolu Basını Bölge Toplantılarını organize edip bu toplantıların içinde bulunduğum,  Anadolu Basını Özendirme Yarışmalarında Raportörlük ve Jüri üyeliği yaptığım, Anadolu Gazetecilerinin Basın İlan Kurumu temsilci seçim toplantılarını hazırlayıp, seçim toplantılarının Divan Başkanlığını veya Divan üyeliğini yaptığım, salondaki konuşmaların, tartışmaların tutanaklarını düzenleyenlerden ve imzalayanlardan biri olduğum için, yakından biliyorum.
Anadolu Gazete sahiplerinin Basın İlan Kurumu yönetimindeki temsilcileri 1,2 hatta 3 kişiyle yeterli olamamıştır ve bugünde yeterli olamamaktadır.
            Görünen ve aynaya yansıyan odur ki, Basın İlan Kurumu Genel Kuruluna Anadolu Basınının temsilcisi olarak seçilenler, ya orada seslerini duyuramıyorlar, ya da azınlıkta kalıyorlar, ya da İstanbul rüzgârı başka esiyor, bu rüzgârın etkisi altında kalıyorlar!
Anadolu Basınının öncelikle, varlığının kabul edilmesi, oradaki gazetecilerin de bölgelerinde önemli birer iletişim aracı, yayın organı ve bölgelerinin sesi oldukları gerçeği kabul edilmelidir.
            TEMSİL EDEMİYORLAR, ETTİRİLMİYORLAR
            Ara başlığımızdaki kelimeler, Anadolu Basınının kendi kendini temsil edip, edemediği, temsil ettirilmediği yönündeki değerlendirmeler karşısında donup kaldım.
Burdur ilimiz merkezinde günlük yayınlanan, bugün 60.yayın yılı içinde olan Burdur Gazetesinin 03 Şubat 2014 tarihli 19 bin 822. sayısında gazetenin imtiyaz sahibi Adnan Taraşlı imzasıyla, sağ sütunda boydan boya verilen, “Anadolu Gazeteleri kendini temsil edemiyor, ettirilmiyor” başlıklı yazıyı okuyunca;
Anadolu Basınının geçmişteki durumuyla, bugün ki durumu aklıma geldi.
Her şey gözümün önünden geçti teker teker.
            Adnan Taraşlı Anadolu gazeteleri için 01 Şubat 2014 tarihinden itibaren geçerli Anadolu gazetelerine verilecek resmi ilanların bir santimetresinin tek sütun yayın ücretinin 8.90 Türk Lirası olarak belirlenmesinin yanlış ve çok az oluşundan söz ediyor; “Eskiden PTT’den telefon görüşmelerinde, hem de koli paket gönderimlerinde indirim yapılırdı.
Anadolu Gazeteleri kendini
temsil edemiyor, ettirilmiyor mu? (2)
                                                      Prof. Dr. İSA KAYACAN
SEKA Anadolu gazetelerinin en büyük destekçisiydi, onlara özel tahsisler sağlardı.
Gazetelerin daha ucuza çıkarılmalarını sağlardı, destek olurdu.
Geçmişte korunan Anadolu gazeteleri bugün ne değişti de gıdım gıdım artırılan ilan bellerine mahkum edilmeye başlandı?”diye soruyordu.”
Anadolu gazetelerinin devletinin yanında, milletinin yanında olduğu için mi, Anadolu gazetelerinin tarafsız, yansız kuruluşlar oldukları için mi, Anadolu gazetelerinin güçlünün yanında yer almadıkları için mi?” diye sorularını sıralıyordu.
            İşin aslının Basın İlan Kurumunda Anadolu Gazete sahiplerini temsil eden üyelerin yetersizliğinden kaynaklandığını kaydeden Adnan Taraşlı’nın; “Basın İlan Kurumunda Anadolu Gazete sahiplerinin temsilcisi olarak seçilen üç üyenin seçiminde yapılan oylamalarda, gazete sahibi olmayan, sarı basın kartı bile taşımayan, çaycıdan, belediye çöpçü işçisine, hatırını kıramadığı için oy kullanan;
Albaydan ne olduğu bilinmeyen birçok insana oy kullandırılarak Basın İlan Kurumu Genel kurulunda bizleri temsil edecek üyenin veya üyelerin seçilmesinin sonucu olarak Anadolu Basını, Basın İlan Kurumu Genel kurulunda sahipsiz ve temsilcisiz kalmakta olduğu anlaşılmaktadır” şeklindeki sözlerinin yanlış olmadığını kabul etmeliyiz.
            Adnan Taraşlı;”Gazete girdilerinin Dolar ve EURO bazında her geçen gün artarken, işçi ücretleri her geçen gün artarken, yaşam şartları her geçen gün zorlaşırken, babadan kalma eski püskü teknoloji ile gazete çıkararak tarih  yazmaya devam eden eski gazeteci çınarlara, yeni teknolojik ürünlerle destekleme bile düşünülmezken, elektrik, su, kira bedellerinin arttığı, ancak ilan gelirleri yanı sıra, her geçen gün ilanların giderek azalması yaşanması güç, aşılması zor bir yola sürüklüyor Anadolu Gazetelerini” diyerek Anadolu Basınının bugün hangi şartlar altında yayın yapmaya,yaşamaya çalıştığını anlatıyor, Basın İlan Kurumu ilgili ve yetkililerinin dikkatini çekmeye çalışıyordu.
            BASIN-YAYIN VE
BASIN- İLAN KURUMU GENEL MÜDÜRLÜKLERİ
            Kanunda değişiklik olup olmadığını bilmiyorum. Olmadıysa Anadolu Gazete sahiplerinin Basın İlan Kurumu Genel Kuruluna gönderecekleri temsilcileri, Basın-Yayın ve  Enformasyon Genel Müdürlüğünce, Basın İlan Kurumunun Teşkiline  Dair 195 sayılı Kanunun 5-a maddesi gereğince, Anadolu Gazete sahipler veya  temsilcileri arasından seçilir ve Basın İlan Kurumu Genel Müdürlüğüne bildirilir.
Bu seçimler hep tartışmalı, kavga ve gürültülü geçer. Çünkü Anadolu Basınındaki uyanıkların sayısı az değildir. Gösterilen adayların bazıları, gazete sahibi bile değildir.
Ama uydurma ortaklıklar, birkaç hafta önce yayına başlayan gazete sahipleri, ya da belirli bir kesime göz kırpan, Anadolu’dan ve Anadolu gazeteciliğinden uzak isimler karşınızda aday olurlar.
Vekâlet konusu ayrı bir sorun ve üzerinde durulması gereken konudur.
Vekâletlerin noter tasdikli getirilmesi en doğrusudur.
Ama bu, sözde uyanıkların işine gelmez. Basın-Yayın yetkililerini de ikna ederler, birkaç seçimde uyguladığınız ve olumlu sonuçlar alındığını gördüğünüz, noter tasdiki, kaldırılır ve eskiye dönerek, tartışmaların, kavga gürültülerin yeniden yaşanması sağlanır.
O günün görevlileri, toplantıların organize edip yönetenleri bizler, salonlarda ter dökeriz, toplantıyı yönetmeye, sonuç almaya, tutanaklar utmaya çalışırız.
Bugün bunların daha ilerisine giderek, galiba daha farklı uygulamalarla, seçimler sonuçlandırılıp, Anadolu Gazetelerinin üç temsilcisi Basın İlan Kurumu Genel Kuruluna gönderiliyor. 
Anadolu Gazeteleri kendini
temsil edemiyor, ettirilmiyor mu? (3)
                                                      Prof. Dr. İSA KAYACAN
Ama onlar nasıl çalışmaya başlarlar,Anadolu gazetelerinin lehine hangi savunmaları yaparlar, temsil ettikleri Anadolu gazeteleri için ne gibi sonuçlar alırlar,bilmiyoruz!.
Sonuçta Adnan Taraşlı ve birçok gazetecinin haklı yakınmaları, üzüntüleri ortaya çıkıyor.
İlgililer duyuyorlar mı, dinliyorlar mı,varsa yanlışlıkların ortadan kaldırılması için çalışıyorlar mı, bilmiyorum, bilmiyoruz!.
            Bu gün yayınlarını sürdüren, Bartın, Antalya, Yeni Adana gibi, 90-95 yıllık gazetelerin, resmi ilan alabilmelerinde ayrı bir statü getirilmesi için yazılar yazıp, bunların Anadolu Basınının Çınarları olmaları bakımından, Anadolu Basınının yüz akları oluşu yönünde dikkat çekmiştim.
Sanıyorum, duyan ve ilgilenen olmadı!.
            Şimdi de, Malatya’da yayınlanan Görüş ve Siirt’te yayınlanan Mücadele gazetelerinde, Basın İlan Kurumu Genel Müdürlüğü ve Bölge ya da Şube Müdürlüklerinde görev yapanların, Anadolu Basınına bakış açılarındaki görüntülerden, denetlemelerde gazetelerde çalışanlara hitaplarındaki örnekleri okudukça üzülüyorum.
            Ayrıca, Basın İlan Kurumu Genel Müdürlüğünün gazetelerin tek çatı altında birleştirilerek tek isim altında yayın yapmalarını isteyen projesinin yanlışlığını geçmişteki tecrübelerimden biliyorum.
Bir zamanlar, Bitlis’teki tüm gazeteler ‘Bitlis Birlik’ adı altında birleştirildi.
Ama bu gazetelerin ayrı ayrı sahipleri, yani patronları vardı.
Onların yine yarı ayrı siyasi görüşleri vardı, gazetelerinde yer verilen manşetleri, haberleri vardı. Tek çatı altında bir araya gelmekle, bu görüş farklılıkları görünüşte gazeteye aktarmada ortadan kalkmadı.
Gerçekte görüş ayrılıkları duruyordu.
Kısa süre sonra ortaklıklar bozuldu, her şey eskisine döndü. Şimdi de yapılmak istenen gazetelerin sayısının azaltılması, Basın İlan Kurumu personelini fazla çalışmadan, ilanların sevkiyatını bir gazeteye yönlendirmesi kolaylığının sağlanmasından başka bir sonuç vermeyeceği bilinmelidir.
Ama yukarıda verdiğim örneklerdeki sakıncalar ne olacak, gazetelerde istihdam edilenlerin sayısında eksilme olacak mı, yani işsizlik meydana gelecek mi?

Düşünülüyor mu acaba? 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder