HÜKÜMET
BAŞKANI DAVUTOĞLU
Cemal
ÇALIŞKAN
“Açgözlü
ile dost olma, ikram bilmez, kural bilmez, doymak bilmez, üzülürsün. Görgüsüzle
dost olma, Yol bilmez, yordam bilmez adabımuaşeret bilmez, sonra üzülürsün.”
Şeyh Edibali
Önce
hükümeti ve başındaki Anadolu’nun yiğit evladı Başbakanımızı kutluyorum. Dış
İşleri Bakını Mevlit Çavuşoğlu’na başarılar diliyorum. İlk dönem vekilliği
döneminde çayını içip sohbet etme şansım olmuştu. Çavuşoğlu Bozkır’ın dağlarını
ve köylerini, biz Bozkırlılardan daha iyi bildiğini sohbet esnasında
öğrenmiştim. Davutoğlu iyi bir seçim yaparak Onu Dışişleri bakanı yaptı.
Yukarıda sözünü aldığım Şeyh
Edibali’ öğütleri ve çocukken ninesinin söylediği sözler Sayın Başbakanımızın
unutmaması gerekir. İnsanların korkudan dolayı değil, sevgiden dolayı
saygı duydukları insan olmasını diliyoruz. İstanbul’u Tayyip Beyin
müteahhitlerine talan etme gevşekliğini göstermeyip mertliği ve dürüstlüğü
devam ettiği sürece, milletin hayır duası kendisiyle olduğuna inanması
gerekir.
Ankara’da yıllar önce Konya vakfının
katkılarıyla, Konya’nın sorunlarını konuşmak üzere Rahmetli Faruk Sükan
Başkanlığında toplantı yapılmıştı. Hatırlayabildiğim kadarıyla Konyalı
Bürokratlara, Konya ile ilgili bilgileri ve projeleri soruldu. Bu toplantı Ramazan
ayında bir iftar akşamıydı. Konyalı Bürokratların hiç birisi ne Konya’dan ne
sorunlarıyla ilgili bilgiden bir söz söyleyemedi. Hiç bir çalışmalarının
olmadığı da böylece anlaşılmış oldu. Sadece o günden aklımda kalan
Akörenli bir bürokrat yaptığı çalışmaları anlattı. Avrupa parasıyla projeleri
destekleyeceklerini fakat ne Üniversitelerden ne Belediyelerden bu konuda bir
proje çalışması yaptıramadığını üzüntüyle aktarmıştı.
Sayın Başbakanımızın yakınında
bulunan donanımsız ve çapsız yağcı insanlardan uzak durmasını dileriz. Böylesi
memurları Konya ve çevresinden uzak tutmasını, yerlerine donanımlı
Bürokratlarla Konya’yı ayağa kaldırmasını Konyalılar adına istiyoruz. Rahmetli
Faruk Sükan Büyüğümüz o toplantıdaki konuşmasında, yaşlıların gece karanlığında
yıkık kerpiçler arasındaki gördüğü saman çöpünü, gençlerin sabahın aydınlığında
göremediklerinden söz etmişti. Bence esas burada Bakanın söz ettiği yaşlılar,
yaşarken basiretli ömür tüketen hikmet sahibi olanlarını kastetmiştir. Çünkü
yaşlı olup da hayatını heder edenler olduğu gibi genç yaşta hikmet sahibi
olanlar da bulunmaktadır.
İnancımızda ve
kültürümüzde, Hikmet ve irfan çok yüksek yer işkâl ederler. Âlimlerimiz oldu
ama o nispette Hikmet sahibi devlet adamlarımız hiç bulunmadı. 12. Hükümetin
başı Ahmet Davut oğlu belki rahmetli Bakanımızın dediği gibi karanlık gecede
bile yıkık kerpiçler arasındaki samanı görebilenlerdendir. Üniversite öğrencisi
iken dostun biri Ona, her kesin kendisine fikir danışmasından dolayı, sen
Şamansın demişti. Biraz dudak buruşturmuştu. Şamanın manası karanlıkta bile
gören adam demektir. Böyle olmasını isteriz Türklerin Kınık boyundan olan bu
evladımızın karanlıkta bile doğruyu yanlışı seçebilmesini dileriz.
Şaman, Orta Asya’da
Türklerin din adamlarına verilen isimdi. Toplumda Şamanların büyük mevki ve
önemi vardı. Başı sıkışan onlara müracaat ederdi. Ahmet Davut oğlu öksüzlüğün
verdiği ağırbaşlılıkla, çocukluk ve gençliğini şımarıklıktan uzak yaşayıp
geçirmişti. Bu nedenle kendisini okumaya ve tefekküre adayıvermişti. Milletin
hakkını en yakını bile olsa ayetin gereği yedirmeyeceğinize inanıyor ve
güveniyoruz.
Sözlerinin derinliği ve adil biri
olarak tarihe yazılacağına inanıyoruz. Yeni başbakanımız her zaman felsefe
derinliği ve hikmetli konuşmalar yapacaktır. Bundan önce duymuş olduğumuz sığ,
derinliği bulunmayan sözleri duymayacağız. Bu millet çıkan sesin Hakkı müdafaa
etmek için mi, ekosunu tatmin etmek için mi çıktığını artık fark edecektir. O
zaman, Başbakanım Tamam diyecektir.
Araplar, Türkler sadece konuşur,
İranlılar yapar sözünün doğru olmadığını artık anlayacaklardır. Davut Oğlu’nun
boşuna konuşmayacağını dünya anlayacaktır. Buna hükümet fırsat vermeyecektir.
Türk başbakanı içerideki popülaritesini artırmak için yüksek sesle dünyaya
nizam vermeye kalkmayacaktır. Türkiye’nin Askeri ve ekonomi gücü bellidir.
Tıpkı Rahmetli Enver Paşanın Anadolu’yu Ruslardan kurtarmak dururken, Asya
Fatihliği düşünü kurduğu düşü kuranlar oldu.
Amerikan’ın Almanya’yı
dinlediği duyulunca, Marker açıklama istedi. Hemen Amerika özür dileyip
dinlemeyeceği sözünü verdi. Âleme nizam veren Tayyip Bey bizi dinleyenlere
karşı bağırıp esmedi. Vatan ve milletin namusu konusunda dilleri lal oldu.
Uysallaştı. Eski yaptıklarını yapmadı. Mısır ve Suriye’deki olayları biz çözemeyiz.
Çözdürmezler. Türk milleti bundan dolayı zarar görmüştür.
Daha
da görecektir!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder