15 Ekim 2015 Perşembe

AYASOFİA “Kutsal Bilgi”, Yalçın KOÇAK 18. Dönem Sakarya Milletvekili

AYASOFİA “Kutsal Bilgi”
Yalçın KOÇAK
18. Dönem Sakarya Milletvekili
“Kutadgu bilig”, kıymetli ve kutsal bilgi demek.
Yusuf Has Hacip 1019 ile Ayasofya’nın yapılışı 532 arasında Beş yüz sene var. Bize öğretilmeyen tarihlerden bir fasikül daha okumamız gerekecek galiba. Bu Ayasofya olmaya; 4.asırda Atilla’nın atlılarının Türk çadırının direğini diktikleri yer olsun, adı da şanı da Asya’nın ortalarından gelsin.
Bilenlerin araştırması gereken bir tarih hazinesi Ayasofya, küpleri SIR dolu, sarnıçları hala su dolu Kanuni’nin süt ağabeyi Yahya Efendinin bildiği Yuşa’nın emanetini saklayan Ayasofya.
Yüz yıllarca dünyanın merkezi, meridyenlerin sıfır noktası, saatlerin ve haritaların başlangıç noktası olan Ayasofya, Müslümanların Camisi, Ortodoks Âlemi’nin Hac kutsalı Ayasofya.
Kubbesindeki Alem ile dünyanın merkezi, şamdanında ki sarkaçla gizlerin hazinedarı Ayasofya.
Dersiam Molla Hüsrev’in, Müderris Kuşçu Ali’nin mihrap tuttuğu, minber doldurduğu, Ayasofya’nın birde Medresesi vardı. Fatih’in vakfiyesinden anlıyoruz, kefere C. Gurlit’in planlarından ve resimlerinden biliyoruz.
Ne garip medreseyi yıktıran bizim cefere 1935 yılının müzeler müdürü Aziz Ogan molozları da 1985’te kaldırılmış. Adamın görevi yıkmakmış, emri veren molozların kaldırılmasını istememiş, hani bir delinin kuyuya taş atması, 40 akıllının çıkaramaması hikâyemizde olduğu gibi 30 yıldır da sonuç alınamayan kayıp yıllar yaşanmaya devam etmektedir. Bilir misiniz  Ayasofya bu gün tuvaletsizdir. Tuvaletleri ve apteshaneleri bu yıkılan yapılardaydı.
Şimdi sıkı durun; önünde T.C. yazan ve göz bebeğimiz İstanbul Teknik Üniversitesinde ofisi bulunan hem de adının sonunda Türkiye Milli Komitesi gibi bizi kandırmak için sıfat da olan allameler konseyi (İCOMOS) Uluslararası. Anıtlar ve Sitler konseyi Türkiye Milli Komitesi. 1453’ten 1935 yılına kadar 482 sene İstanbul’un ilim ve irfanına hizmet eden Ayasofya Medresesini “Sahte eski Eser” olarak nitelendirmişler.
Belli ki Aziz Ogan’cılık yolunda yolcu olanlar yoldaş olan Batı sıfatlı, Batı suratlı ve Batıcı kafalı bu insanların diplomalarından, kariyerlerinden ve Jürilerinden de ben endişe duymaktayım. Acaba Bilimsel gradasyonları tam mıdır? Acaba Türklük ve Türkiye ile ilişkileri sadece konuştuğumuz lisan mıdır? Ayasofya Medresesine sahte eser diyenler, sahte Profesörler olmaya. Müze yapılması kararında ki sahte imzalarıyla meşhur Ayasofya hikayesinin son perdesinde sahte akademisyenlerin’’sahte eski eser’’ icadıyla karşı karşıyayız.
Ayasofya Medrese’si ihya edilirsiymiş, Ayasofya Dünya Kültür Mirası listesinden çıkarılırmış, ne ibretlik kafa. Fena mı olur, o kültür mirasından çıkarır ben kendi kültür mirasıma alırım. Senden de, ondan da kurtulurum.
Yetti garı sizden ve sıfatlarınız sahiplerinizden çektiğimiz, Bir kez de Batı ne der diye değil, benim için Ülkem ve İnsanım ne der diyerek tavırlı olun, emir kipiyle cümle kuramayan allameler.
Ayasofya bizim mi, onların mı Ya HU?
Oksidantalist kafalara Pes Ya HU,
Oryantalizmin ileri karakollarına, Yuh Ya HU,
Soframızdan beslediğimiz o dört sıfata, yazıklar olsun Ya HU???

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder