GAFLET, DALALET, HIYANET İÇİNDE
OLMAK
Türkiye hızla bölünmeye, mezhep kavgasına, onurlu ve güzel
değerlerini kaybetme noktasına doğru sürükleniyor. Beş on yıl önce gıpta
edilen, örnek alınan, dostluk kurulan, güvenilen bir ülke olarak görülen bir
Türkiye, şimdi tersinden bakılır bir ülke konumuna geldi. Türkiye’yi kim,
kimler, hangi anlayışlar olumsuzluklara sürükledi? Kimler laik ve demokratik
Cumhuriyetimizi bu duruma düşürdü? Türkiye’yi kimler, hangi karanlık odaklar
terörün kucağına itti, vatan topraklarını bölünme noktasına getirdi? Bu güzel
ülkede insanlarımız arasına Alevi-Sünni, Kürt-Türk, dindar-dinsiz, namaz
kılan-kılmayan, oruç tutan-tutmayan ve benzeri hıyanet tohumlarını kimler ekti,
kimler ekmeye devam ediyor?
Nasıl bir ülke haline geldik?
Çanakkale ruhu, 19 Mayıs ruhu, 23 Nisan ruhu, 30 Ağustos ruhu, 29 Ekim ruhu hırpalandı, zedelendi. Milli ruhun, iradenin, düşüncenin ve direnişin ürünü olan bu yüce duygu ve inançlar hoyratça, haince ve vicdansızca tahrip edildi. Tanımı imkânsız manevi acılara yol açıldı. Türk Milleti’ni tek vücut haline getiren milli duygularla beslenmiş milli anma günlerimizi, dini ve etnik yapıları siyasetin ve ideolojilerin kirli zeminine çekmek isteyenlerin amaçları nedir? Yüce İslam Dini’nin yüce değerlerini, kimler istek ve arzularına, çıkar ilişkilerine alet ediyor? Türk Milleti’nin milli değerlerine karşı açılan hıyanet savaşını kim, kimler organize ediyor? Türkiye’nin aydınlığını karartıp, zifiri bir karanlığın ortasına sürüklenmesine kim ya da kimler yol açıyor?
Çanakkale ruhu, 19 Mayıs ruhu, 23 Nisan ruhu, 30 Ağustos ruhu, 29 Ekim ruhu hırpalandı, zedelendi. Milli ruhun, iradenin, düşüncenin ve direnişin ürünü olan bu yüce duygu ve inançlar hoyratça, haince ve vicdansızca tahrip edildi. Tanımı imkânsız manevi acılara yol açıldı. Türk Milleti’ni tek vücut haline getiren milli duygularla beslenmiş milli anma günlerimizi, dini ve etnik yapıları siyasetin ve ideolojilerin kirli zeminine çekmek isteyenlerin amaçları nedir? Yüce İslam Dini’nin yüce değerlerini, kimler istek ve arzularına, çıkar ilişkilerine alet ediyor? Türk Milleti’nin milli değerlerine karşı açılan hıyanet savaşını kim, kimler organize ediyor? Türkiye’nin aydınlığını karartıp, zifiri bir karanlığın ortasına sürüklenmesine kim ya da kimler yol açıyor?
Ne yapmak istiyorlar,
amaçları nedir?
Türkiye’yi milli birlik ve beraberlik ülküsünden
uzaklaştırıp, kimlik bunalımına sürüklenmesine yol açılmak isteniyor.
Yüzyılların eseri olan aynı çeşmeden Alevisi-Sünnisi, Kürdü-Türk’ü,
Lazı-Çerkezi su içmedik mi? Öfke, kin, nefret ve hıyanet dolu söylemler,
bakışlar niye? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bölünmez bütünlüğüne yönelen
gaflet, dalalet ve hıyanet senaryolarını kim, kimler yazıyor, kimler oynuyor,
kimler sahneliyor? Bu karanlık tabloyu insanlarımız mutlaka görmelidir.
Kafalarını yastıktan kaldırıp ne olup bitiyor, diye etrafına bakmalı, olup
bitenleri algılamalıdır. Topluma yön verenler, yol gösterenler ne oldu size? Bu
yıkıcı, bölücü, ayrıştırıcı, hıyanet dolu zehirli otların boy atmasına müsaade edecek
misiniz? Sağduyu ile hareket etmenin zamanı gelip geçmiyor mu? Milli birlik
içinde, insan haklarına saygının, kederde-kıvanç-tasada bir ve beraber olmanın
zamanı değil midir? Aklıselim ile olayları analiz etme ve sorunların çözülmesi
zamanı değil midir? TBMM’nin, Yürütmenin, Yargının, Üniversitelerin, kitle
örgütlerinin, basının ve sorumluluk mevkiinde bulunan herkesin; aklıselimi hâkim
kılmak, ülkede huzuru sağlamak, endişeleri gidermek, içine düşülen kaostan
kurtulmak için ayağa kalkmalarının zamanı değil midir? Milli bilicin ve
“Yaratandan dolayı yaratılanı sevmenin” hâkim kılınmasının zamanı değil midir?
Diyoruz ki;
Kurban Bayramı, Ramazan Bayramı, Muharrem Ayı, 10 Kasım, 29
Ekim, 23 Nisan, 30 Ağustos, Çanakkale ruhunu millet olarak birlikte yaşatalım. Ekonomik
yönden toplumu ayağa kaldıralım. İnsanlarımızın karnı tok, sırtı pek olsun.
Ortak akıl ve ortak menfaat bilinci içinde en güzeli, en iyiyi, en faydalıyı
birlikte bulalım. Hep birlikte ayağa kalkalım. Bu ayağa kalkışa engel olanlara
“Gaflet, Dalalet, Hıyanet İçindesiniz” diyelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder