Prof. Dr. Nurullah AYDIN
22 Eylül 2014 ANKARA
Anadolu toprakları, uygarlıklar, imparatorluklar,
devletler beşiğidir. Kahramanlığın da, vatanseverliğin de, hoşgörünün de,
ihanetlerin de, entrikaların da, kumpasların da, dinciliğin de, yobazlığın da
birikim yeridir.
Bir kesime göre; ülke kalkınıyor, dış politikada sıçrama yaşanıyor.
Bir kesime göre; ülke tarihin en cahil, en yalancı, en sorumsuz, en hırsız, en çıkarcı özel
yetiştirilmiş Müslüman görünümlü bir şebekenin elinde kaosa sürükleniyor.
Bir kesime göre; olanlar bu bir illüzyon ve taktikten ibarettir. Batı dünyasının angajmanı
olduğumuz sürece dış politikada hiç bir şeyi değiştiremeyiz.
Komşularla sıfır politika, demokratikleşme, insan
hakları, özgürlükler gelişecek, halkın talepleri olacak, diktatörlükler
yıkılacak denildi, deniliyor.
Gelinen nokta nedir? Slogansı sözcüklerle Libya, Tunus, Mısır, Yemen, Suriye çatışma ortamına
sürüklendi. Sonuçta batı bombardımanı altında, kardeş kardeşi katlederek on
binlerce insan öldü, kentler yakılıp yıkıldı, yakılıp yıkılmaya devam ediyor.
Batı; Türkiye'ye bölgede
çok sınırlı bir hareket alanı bırakmıştı. Stratejik bir hamleye ise asla izin
vermediler. Vermeyecekleri de açıktır. Çünkü Türkiye; tarih boyunca
Ortadoğu, Orta Asya, Kuzey Afrika ile iç içe yaşamış yüzyıllar boyunca Batı’nın
karşısında set olarak vardı. Bunu yıkan batı, Türkiye’nin yeniden aynı konuma
gelmesine müsaade edemez.
Etkin rol almada önceki ve şimdiki kadrolarda algı; ikna konsepti ve sıfır sorun politikası ile bölgeye nüfuz etme
çalışmaları olarak sürdürülüyor.
Acı ama gerçek olan Türkiye’nin kuruluşunda, İngiliz
milletler topluluğunun gizli üyesi oluşu yatmaktadır. Dolayısıyla dış politika,
İngilizlerin onayladığı sınırda sürdürülüyor. Devamında ise 1951 NATO girişle
birlikte ABD odaklı oldu. Zaman içinde İngiltere ve ABD’ye endekslenmiş bir
Türkiye profili şekillendirildi.
Batı’ya Türkiye'nin angajmanları ile bölgeye empoze
edilmeye çalışılan model çelişkilerle doluydu. Kuşkusuz bunda bir diğer
etkileyici bir sebep de son dönemde iç ve dış politikaya rengini vermekte
olan Neo Osmanlıcı dil, retorik ve yaklaşımın bölge ülkelerini
ürkütecek boyutlarda kendini tezahür ettirmesi rol oynadı.
Komşularla sıfır sorun anlayışı, sıcak ilişkiler,
kardeşlikler, yakın temaslar, dostluk ambalajı altında ticarî-ekonomik
ilişkiler öne çıkarıldı. Ancak her şey ABD ve AB'nin göz yumduğu
marja bağımlı olduğundan, işin Türkiye'yi sahiden bölge halklarıyla
buluşturacak noktalara gelmesine izin verilmedi.
Türkiye'ye tanınan serbesti stratejik değil, taktik ve operasyonel alanla sınırlıdır.
Batılılara söyledikleri açıktı; siz bölgeyi bizim kadar iyi bilmiyorsunuz. Bizi bölgede özerk
bırakın, biz bölgenin dilini, reflekslerini, kodlarını çok iyi biliriz,
diyorlar. Batı'ya angajman olanlar, kendilerini iktidara taşıyanlara şükran ve
diyet hesabındalar.
Batı stratejik politikalarına angajman olan
yönetenler; heyecan ve coşkuyla havalara girdiler. Ancak
zaten sınırlı limitler içinde hareket etmek durumunda olmasından kaynaklanan
acı gerçekle karşı karşıya kaldılar. Elde edilen sonuçlar taktikler
seviyesinden çıkıp sanki Türkiye kendi adına bölgede iş yapıyor görüntüsünü
vermeye başlayınca dur dediler.
Eş başkanlık görevi verildi. İşe koyuldular. Önce her ülkenin muhaliflerini, Türkiye’de örgütlediler,
batı ajanlarınca eğitilmeleri yönetilmeleri ortamı sağlandı. Lojistik destek
sağladılar.
Ülkeler Arap baharı adı
altında kin, nefret, öfke çatışma ile alt üst olurken, batının istediği petrol
denetimiydi, kaos ortamında bunu sağladılar.
Batı; Türkiye’yi ve
bölgeyi kaosa sürüklemede istediğini gerçekleştirmiştir. Bölge halklarının
Türkiye’ye yönelik kızgınlığı da canlandırılmıştır.
Şimdilerde ise; mültecilere kapılara
açarak milyonlarca kendi ülkesine ihanet eden, hastalıklı sorunlu insanları
ülkeye kabul ediyorlar.
Türkiye’nin göçlerle etnik kimlik çatışmalara
sürüklenmesi kaçınılmazdır.
Türk Milleti’ne düşmanlık geni taşıyan ihanet
şebekesinin ve dış odakların stratejik planı şimdilik uygulanıyor.
Ama henüz Türk Milleti son sözünü söylemedi. İzliyor.
Bekleyin!!!
Günün Sözü: Hırslı insanlar
amaçları için ilke, din, kural tanımazlar.
AÇIKLAMA;
ELEŞTİRİ, YORUM VE KATKILAR:
ELEŞTİRİ, YORUM VE KATKILAR:
HIRSLI, KİBİRLİ,
KISKANÇ İNSANLAR, EGO’LARI UĞRUNA; VATAN, MİLLET, DİN, ADALET, İMAN TANIMAZLAR: CEHALET, HIRS, KISKANÇLIK, ÇEKEMMEZLİK, GÖSTERİŞ, KİBİR YARIŞINDAKİ
TÜRKİYE:
10.000 'lerce, dava
dosyası ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde,Türkiye’yi, 9 milyar dolar cezaya
çarptıranlar..
5-6 milyon
insanı,Türkiye'ye,sokarak,sağlık ve ekonomiyi çökertmek isteyenler.!
Türkiye
,mahkemelerindeki kanı bozuk,yabancı güç etkinliği,
Türk ordusunu ve
bilim adamlarını,milyonlarca dava ile meşgul etmesi,
Geçmişin,kin,nefret,kıskançlık
intikamını almak isyyetenler.
Basiretsiz,bilgisiz,para,mal,makam,gösteriş
yarışındaki,siyasiler.
Geçim
derdindeki,çol,çocuk sahibi masum halk.
Çevre,doğa,yaratılış'a
saldıran.ABD ve AB özlemindeki,para hırsındakiler,
Borç batağına
sürüklenmiş,lükse özendirilmiş,Tv ile uyutulmuş Türk halkı
Vatan,millet,inanç,namuş,iman
uğruna,herşeyini feda eden %10 luk kahraman insan,
Katorojen ve
çevre kirliliği,radyasyonla.; sağlık ve ekonomisi çökertilen Türkiye'yi
yönetenler.
Akıl,bilim,iman
ve kur'an dan güç almıyorlar.
Asil,onurlu,cesur,akıl,bilim
imans sahiplerinini dinlemiyorlar.!
ABD ve AB
batağına,küfrüne aldananlara kanmaktadırlar.!
Dört yıl işgal
altında kalmış,Türkiye'nin 7 düveli nasıl kovduğu,manevi mirasini unuttular.!
Kainat ve kur'an
yasalarını dışlayıp,küffar'a uydular.!
Ahlak
Adalet
Din
Ekonomi
Sağlık
Eğitim
bozuldu,sonuçta Türkiye böyle oldu.!
KURTULUŞ
ÇARELERİ,TÜKENMEDEN UYANALIM,UYARALIM..!
1-TÜRKİYE,
YÖNETİM YÜKSEK KONSEYİ KURULMALIDIR.
(Bilim,ahlak,adalet ve iman sahibi,ağır bedel ödemiş kahramanlardan)
2-TÜRKİYE, HALK
MAHKEMELERİ ACİL KURULUP,ÖLÜM CEZASI GETİRLMELDİİR:
(Adil,dürüst,akıl,bilim,iman sahibi,ülkesine ihanet etmemiş,her kesimdeN)
3-TÜRKİYE YÜKSEK
SAVUNMA VE SAVAŞ KONSEYİ KURULMALIDIR:
(Cesur
kahraman askerler,bilim insanları,sanayi ve Yüksek teknoloji uzömanları vs)
4-TÜRKİYE,SOSYAL
VE EKONOMİK KONSEYİ KURULMALIDIR
(77
milyona aş,iş,paylaşım ,adalet ,ikardeşlik, iç barışı tesis edilmelidir)
5-TÜRKİYE,TARIM,HAYVANCILIK,ORMAN,BİTKİ,SU
İŞLERİ KONSEYİ KURLMALIDIR:
(Bilim,akıl,iman sahibi,güvenilir dürüst insanlardan oluşan halk birimleri)
6-HABER,İLETİŞİM,İSTİHBARAT,YÜKSEK
KONSEYİ 24 SAAT, 77 MİLYON İLE 186 DEVLETİ İZLEMELİDİR
(Bilim
akıl,iman sahibi,cesur,dürüst,tecrübeli,kahraman,asil onurlu insanlar, 38.000
köy mezra halkı)
7-KUŞATILMIŞ
TÜRK ORDUSU VE BİLİM İNSANLARI MUTLAKA KURTARILMALIDIR.
(Yüksek
Türkiye menfatleri uğruna,kuşatılmış,yurt içi ve dışı kahramanlar
tamamı,kurtarılmalıdır)
Saygı ve
sevgilerimizle.
Remzi AKTAŞ
(Araştırmacı-Toplum
Bilimci)
İsmail TOPKAR
(İLO Eski
Başkanı,Emekçiler önderi,Ombusdman)