Rıfat Serdaroğlu
Dünya, “Neo-Emperyalist” denen endüstri sonrası çok uluslu kapitalizm
dönemini yaşıyor.
Küresel ekonominin, çok uluslu kapitalizm’in egemenliğine
girmesi ile hemen hemen tüm ülkelerin ekonomik ve politik alanlarının
kontrolleri yerel ve ulusal güç ve sistemlerinin elinden çıkarak, teknolojik
gelişmeyi kontrollerinde tutan çok uluslu küresel güçlerin kontrolüne
geçmiştir…
Teknolojik gelişmenin baş döndürücü bir hıza ulaştığı
günümüzde bilgi yeni bir güç kaynağı olarak tanımlanacak ve bilgiyi öncelikle
elde edip, tutabilmek küresel güçler arasında en acımasız rekabet savaşlarına
neden olacaktır.
Bilgi artık bir amaç değil, küresel güçlerin belirleyeceği
bir amaca hizmet eden bir araç olarak kullanılacaktır.
Çok uluslu kapitalizm, kendi gelişmesini ve büyümesini
sürdürebilmek için bilgi üretimine sahip olmak kadar, bu bilgiyi
medya-reklam-enformasyon -kültürel baskı ve saptırmakta da kullanmaktadır…
Türkiye, yıllardır bu küresel güçlerin kültür ve tarih
saldırısı altındadır. Maalesef bu saldırıların maşalığını da yine bu ülkenin
yetiştirdiği insanlar yapmaktadır. Kendi tarihimiz, Cumhuriyet öncesi ve
sonrası yaşanan olaylar, bu maşalar tarafından Türk Milletine “bilerek” yanlış
aktarılmış, doğrular ve gerçekler
Türk Milletinden saklanmış, Türkiye’nin tembel ve yüreksiz
aydınları yine sessiz kalmışlar ve Türk Milleti kendi tarihinden utanır, ezik
duruma sokulmuştur!
Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti, binlerce yıllık devlet
deneyimiyle, yetişmiş insan gücüyle, bilgi birikimiyle “son derece haklı
olduğumuz” bir Ermeni meselesinde, bir avuç Ermeni Lobisinin propaganda
gücü karşısında başarısız olmuştur.
Her sene 24 Nisan’da “Abbas’ın Kör Kazı” gibi, “Aman
ABD Başkanı soykırım lafını kullanacak mı” diye bakmıyor muyuz?
Bir tane yürekli devlet adamımız çıkıp da “ABD
Başkanının dediği sadece kendini bağlar. Önemli olan bu konuda tarihi
gerçeklerin ne dediğidir. Biz tarihî ve gerçek belgeleri ortaya koyuyoruz.
Türkiye Devleti, dostluğu çeşitli yalan propagandalara kurban edilmeyecek kadar
büyük bir devlettir. Türkiye Devleti kendisini haksız olarak suçlayan her
devlet ve kurumla ilişkilerini gözden geçirecektir” diyemedi!
Kerameti kendinden menkul, çoğu PKK terör kamplarında
yetişmiş Karen Fogg çocukları gibi satılık kalemler ve bunlara
gazete-televizyonlarında yer veren bilgisiz-cahil medya patronları, yıllarca
Kürt meselesinde PKK yanlısı yazılarla Türk Devletini suçlamadılar mı?
Hırant Dink’in öldürülmesi olayını da yine aynı ekip, Türk
Devletini karalamak için kullanmadı mı? ABD’ deki gizli Ermeni Lobisinin
öldürülecekler listesinin başında Hırant Dink’in olduğunu bu sepetler
bilmiyorlar mıydı? (Soner Yalçın’ın Hırant ’ın arkadaşları başlıklı yazısını
öneririm)
Aynı kalemler ve bilgisiz basın patronları geçmişteki
Tunceli-Dersim olaylarının da da yine Türk Devletini suçlu, eşkıya başlarını ve
asker katillerini suçsuz ilan etmediler mi?
Küresel gücün tetikçileri, dün söyledikleri yalanlardan ve
çarpıtmalardan da hiç utanmazlar. Dünkü herzeleri onlar yapmamış gibi yeni
yalan ve kışkırtmalara devam ederler.
Bu kültürel saldırı ve baskıya karşı koymanın tek yolu,
çocuklarımıza bilgiye ulaşmayı öğrendikleri, en az iki lisan bilecekleri,
bilimsel gerçeklere dayalı çağdaş eğitim vermekten geçer.
Eğer Badem iktidarı devam eder, 4+4+4 saçmalığı, türbanın
ilkokullara kadar inmesi, tarikat ve cemaatlerin Cumhuriyet okullarına hâkim
kılınması sürerse, en yakın zamanda ülke Afganistan’a dönecek ve kimliğimizi
kaybetme durumuyla karşı karşıya kalacağız.
Aylar önce TBMM Başkanına, tarihi gerçekleri su yüzüne
çıkaracak, dünyada bize dayatılan karşı tezleri doğru belge ve bilgilerle
çürütecek komisyonlar kurmasını, kültürel hegemonyanın ancak böyle
kırılabileceğini anlatan bir yazı yazmıştım. Hiç ses çıkmadı.
Devletin önemli makamlarına cahil-sığ-namus ve ahlâk
anlayışı şaibeli kişileri getirdiğimiz takdirde uzun yıllar bu konuları
konuşacağız gibi görünüyor!
Türkiye’nin bu fasit daireyi kıracak, Türk Milletini kendine
getirecek, Lâik Cumhuriyete ve Ulus Devlete sahip çıkacak aydın ve yürekli
devlet adamlarına, önderlere ihtiyacı var.
Sülalece devleti soyan, Müslümanların sadaka paralarını
dolandıran hasta beyinlilere hiç ihtiyacı yok.
Takdir Türk Milletinindir, biz ısrarla yazmaya-söylemeye
devam edeceğiz.
Elbet bir gün duyan olacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder