Dengeler değişirken görmediklerimizi göreceğiz!
Dünya iki kutuplu dünya iken, bir tarafta hür dünyanın
temsilcisi(?) Amerika, öte yanda CCCP yer alıyordu.
Bu iki kutup arasında bir dehşet dengesi vardı.
Denge, öyle sanıldığı gibi, kendiliğinden kurulmuş bir denge
değildi.
Taraflar askeri alana çok büyük yatırımlar yapmak ve
halklarının refahından pay ayırmak durumundaydı.
Askeri dengenin ölçütleri; uçak sayısı, nükleer başlık
sayısı, tank sayısı, asker sayısı gibi kıstaslardan oluşuyordu.
Askeri dengenin kurulabilmesi, istihbarı dengenin de
kurulmasını gerektiriyordu.
Gizli servis savaşları, tabi ki, propaganda alanını da
kapsamalıydı.
Sovyetler Birliği yıkılmazdan önce, Rusya’daki, CIA ajanı
sayısının, 200 bine ulaştığını ve Amerika’nın, mali giderler yönünden canını
acıttığını, tarihten biliyoruz.
Hatta enteresan ajan fıkraları günlük hayatın eğlencesine
dönüştüğü yazılmış çizilmiş. Fıkraların bile propaganda ve iletişim aracı
olduğu günler yaşanmış.
Batı merkezli tarihin, insan hakları ve demokrasinin zaferi
olarak yazdığı ve Sovyetler Birliğinin dağıldı, 1990 tarihi şimdi sanki çok
geride kaldı.
1990’dan önceki yıllarda, Amerika’nın Rusya üzerinde
uyguladığı, açık-örtülü saldırının, ne ölçüde olduğunu anlamaya yardımcı olacak
bir kıstas, ne yazık ki elimizde yok.
ABD biliyordu ki, Sovyetleri yıkmazsa, dünya denetimini ele
geçiremeyecek.
Bu sebepten tüm gücünü Sovyetler üzerine yoğunlaştırmıştı.
Bundan yararlanan bizim gibi ülkeler de, kalkınabildiği kadar kalkınmıştır.
Anlaşılan odur ki, aradan 25 yıl geçtikten sonra tekrar aynı
noktaya geri döndük.
Demek ki, 1990’da, insan hakları ve demokrasi bir zafer ve
başarı kazanmamış. Belki de, Amerika’nın tek kazancı Doğu Avrupa ülkeleri
olmuştu.
Bir tek farkla geri aynı noktaya geri döndük.
1990’dan önce, Rusya ve Çin arasında sınır ve ideolojik
sorunlar vardı.
Bu gün yok.
Dolayısıyla, Amerika ve Avrupa’dan Rusya’ya baskı geldikçe,
Rusya Çin birlikteliği pekişiyor. Çin’e akan Rus petrolü artıkça, dünya
dengeleri bir başka görünmeye başlıyor.
Batı ve özelde Amerika, dünyada yürüttüğü örtül/açık
işgaller ve öldürdüğü insan sayısı gibi radikal olumsuzluklar, Batının
itibarını en düşük düzeye getirmiştir.
Kurdukları her tertibe ve melanet örgütlenmesine karşı diğer
ülkelerden savunmalar yükseliyor.
Dünya yeniden Soğuk Savaş’ı yaşıyor.
Savaş içi propagandası da yükseliyor.
Soğuk savaş, yer yer, Ukrayna’da olduğu gibi, sıcak savaşa
dönüşüyor.
Rusya’nın, Batı provokasyonuna karşı kurduğu, bir televizyon
kanalı var.
RT(Russia Today) diye bir televizyon. İngilizce yayın
yapıyor.
Batı provokasyonuna anında cevap yetiştiriyor. Kedine göre
doğruları ifade ediyor. Ve provokasyonun durdurulmasında etkili oluyor.
Bu kanal Amerikan yönetimin sürdürdüğü “savaşlar medyada
kazanılır” silahını etkisizleştiriyor.
Amerikan yönetimi bu kanala fena içerlemiş.
Bizim ülkemizdeki RÜTÜK’ün Amerika’daki karşılığı,” US
Broadcasting Board of Governors Başkanı Anrew Lack” diyor ki,
“RT Kanalı teröristir. RT Boko Haram terör örgütünden daha
tehlikelidir.”
CNN İnternational gibi CIA’nın doğrudan yayın organı olan
kuruluş, demokrat ve insan haklarından yana oluyor, buna karşı propaganda gücü
olan kuruluşta, terörist oluyor.
Anrew aslında bir şeyi itiraf ediyor. Ve ABD’yi uyarıyor.
Ey Amerika elimizi çabuk tutmazsak, en önemli silahımızı
kaybetmek üzereyiz.
28.1.2015, bulentesinoglu@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder