10 Aralık 2015 Perşembe

ERBAKAN ve ECEVİT NİYE TASVİYE EDİLDİ?... CEMAL ÇALIŞKAN

        ERBAKAN ve ECEVİT NİYE TASVİYE EDİLDİ?
 CEMAL ÇALIŞKAN
        Günümüzde AKP’ye yapması için verdikleri görevleri, Erbakan ve Ecevit’ten de yapmaları istenmişti. Onlar ülkemizi ve Orta doğudaki insanları düşünerek vermek istedikleri projede görev almayı ret ettiler. Bu nedenle onların siyasi ve devlet adamlığına son noktayı koydular. AKP lideri aşağıda söyleyeceğimiz gibi gelecekte ne olacağını, insanların namuslarına ve onurlarının ne hale geleceğini tahmin bile etmeden kabullendiler. Çünkü geçmişte devlet ve dünyadaki siyasi, geçmişleri acemiydiler. Büyük devletleri kendi ideallerini uygulamada aracı yapabileceklerini düşünüyordu. Geldiğimiz nokta düşüncelerin hayal olduğu görüldü.
        Şimdi düşünelim Irakta, Saddam dönemimi iyi bugün mü, Kaddafi dönemi mi iyi, bugünleri mi? Mısırda Müslüman Kardeşler mi, Sisi kısa zamanda onları iktidardan indirmeseydi, Oranında bir Suriye durumu olacağı kehanet olmazdı. Burada seçimle gelene haksızlık yapmıyorum. Adam gibi demokrasiye uymadıklarını söylüyorum. Bu gelinen durumdan Suriye halkı, ne de çevre ülkeler memnun oldu. Geleceği bilmeyen delinin biri, kör kuyuya bir taş attı. O taşı çıkarmaya çalışanların bazıları ölen ve namusu ve vatanı kirlenenlerle inanç ve komşuluk ve tarih bağımız komşularımız. Buraya gelen öbürleri yeni silahlarını denemek, şehvetlerini Müslüman kadınlarında tatmin eden, ellerini Müslüman kanlarıyla kirletenlerdir. Yine onlar kazanacaktır. Başta Türkiye ve çevre ülkeler kayıp edeceklerdir. 
         Erdoğan Amerika’ya gittiğinde, Yahudi lobisinin isteği olan İsrail’in güvenliği konusuna evet dediği için Yahudi nişanı verilmiştir. O günden bugüne İsrail’i açıkça eleştirmektedir. Hatta Cumhurbaşkanlarının yüzüne karşı söyleyeceği sözü de söylemiştir. 
Mavi Marmara gemisinin Filistin’e gitmesi teşvik edilmiştir. İsrail Marmara gemisi gelmesin fena yaparım demiş, aldırış yapılmamıştır. Fakat İsrail dediğini yapmış karşılık bile verilmemiştir. Yapılan her zaman ki gibi yüksek perdeden konuşmaya devam edilmiştir. İşi körükleyen ve yakınları hiçbir emeği olmadığı halde siyaseten gemiyi kullanmışlardır. İsrail devletiyle yaptıkları ticaret sonucu büyük paralar kazanmışlar, kazanmaya devam etmişlerdir.  Günahsız insanlar ise, bu gemide ölmüşlerdir. Ailelerine şehit oldukları söylenerek acıları azaltılmaya gidilmiştir. Mavi Marmara gemisi yetkilileri İsrail askerlerini mahkemeye vermişler fakat iktidar ve dış işlerinin kılı bile kıpırdamamıştır. Konuyla ilgili tazminatın lafları edilmiş arkası kesilmiştir.  Ölenlerin yakınlarına gözyaşı kalmıştır. 
         Erbakan Hoca İslamcı ve Müslüman olduğu için tasfiye edilmedi. O samimi olarak Orta doğu eş başkanlığı tuzağına karşı çıktığı için kendisine verilmek istenen Ortadoğu düzenindeki görevi kabul etmediğinden yok edilmiştir. Sağlığındaki konuşmaları bunun delilidir. Bu göreve Ecevit’e kaşı çıkmıştı. Bu yüzden adamı ne durumlara düşürdüklerini hatırlayalım. Erdoğan bu iki devlet adamının aksine küresel sistemin emrettiği Ortadoğu projesine evet dediği için kendisine bütün engeller kolayca kaldırılmış, bugün devlettin ilk sırasına oturmuştur. Bir kitapta okumuştum. Devlet bürokrasinde ve işadamlığında bir insan hızla yükseliyorsa, ya hanımı ya da kendisi bir istihbaratın emrine girmiş demektir.
       Bugün devlette görev alma tercihi ehliyet ve dürüstlükten öte, başına örttüğü örtü ve yaptığı ibadetlerdir. Yani ahirette Allah’tan alacağı sevabı AK parti 78 milyonun hakkını bunlara paylaştırarak ödüllendiriyor. Ehil olmadıkları için devletin gelişmesine katkıları olmuyor. Dindarlık siyaset tarafından dünyalığa dönüştürülmüştür. Dindarlık,  makam kazanma aracı yapılmıştır. Bu durum özellikle toplumu dindarlaşma adına,  içi boş dindarlıkla, ahlaksızlığın revaç bulmasında büyük rolü oynamıştır. Teşvik ettikleri sendikalar ve dernekler bu haksızlıkların uygulanmasında aracı görevi üstlenmişlerdir. 
        Bu iktidarın ilk yıllarını hatırlayalım, başta iş adamları, solcular, liberaller ve aydınların her birine ayrı bir değer vermişti. Ama onlara ihtiyaçları kalmayınca kullanılmış mendil gibi, bir tarafa atılmışlardır. Yüzlerini görmeye bile tahammül edilmez olmuşlar. Onların aykırı söz ve davranışlarına tahammül edemediler. Kendisini güçlü görüp onların yardıma muhtaç olmadığını anladığı anda onları yerlerinden etmiş, iktidarının zırnığı bile koklatmamıştır. Hatta iş adamlarını ağlatmaktan beter etmişlerdir.
          Devlet ihalelerini, kendi yandaşlarına vermek için kanunları bir gecede üç kere değiştirmişlerdir. Kendi yandaş memurlarının ceza alacaklarını gördüklerinde, çıkardıkları kanunlardan nasıl çark ettiklerini gördük. Bunları dillendirenleri de hapis ve soruşturmalarla engel olmuşlardır. Hasan Sabbah gibi, korkuyu egemen kılmışlardır. Bu gereksiz davranış yüzünden Suriye başımıza çok şeyler açacaktır.  Şimdide Rusya’yla uçak yüzünden sorun çıkmıştır. Bu nedenle, Batı ve Amerika’dan bağımsız siyaset üretmemiz iyice zora girmiştir. Keşke ülkemiz kendi içinde ilim irfan ve teknoloji üretimine yoğunlaşsaydı. Mültecilere aktarılan milli paramız ilim ve teknoloji üretecek Üniversitelere aktarılsaydı. Bu gelinen süreçten sadece memnun olanlar bu iktidardan nemalanan ve halkı sömürenlerdir. Kürtlerinde memnun olduğunu sanmıyorum. Halk ekmek ve aş istiyor. Ak parti halkın nabzını iyi tuttu, zaaflarını kullandı. Kan dedi, gözyaşı dedi. Aksini kimse iddia etmedi. Siyasetin gayesi elbette oyunu artırmaktır. Devlet olmadan milletin olamayacağını düşünmelidirler. Devlet konusunda akılları başlarına yeni gelmiş görünüyor ama neden sonra!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder