ERBAKAN ve ECEVİT NİYE
TASVİYE EDİLDİ?
CEMAL ÇALIŞKAN
Günümüzde AKP’ye yapması için
verdikleri görevleri, Erbakan ve Ecevit’ten de yapmaları istenmişti. Onlar
ülkemizi ve Orta doğudaki insanları düşünerek vermek istedikleri projede görev
almayı ret ettiler. Bu nedenle onların siyasi ve devlet adamlığına son noktayı
koydular. AKP lideri aşağıda söyleyeceğimiz gibi gelecekte ne olacağını,
insanların namuslarına ve onurlarının ne hale geleceğini tahmin bile etmeden
kabullendiler. Çünkü geçmişte devlet ve dünyadaki siyasi, geçmişleri
acemiydiler. Büyük devletleri kendi ideallerini uygulamada aracı
yapabileceklerini düşünüyordu. Geldiğimiz nokta düşüncelerin hayal olduğu
görüldü.
Şimdi düşünelim Irakta, Saddam
dönemimi iyi bugün mü, Kaddafi dönemi mi iyi, bugünleri mi? Mısırda Müslüman
Kardeşler mi, Sisi kısa zamanda onları iktidardan indirmeseydi, Oranında bir
Suriye durumu olacağı kehanet olmazdı. Burada seçimle gelene haksızlık
yapmıyorum. Adam gibi demokrasiye uymadıklarını söylüyorum. Bu gelinen durumdan
Suriye halkı, ne de çevre ülkeler memnun oldu. Geleceği bilmeyen delinin biri,
kör kuyuya bir taş attı. O taşı çıkarmaya çalışanların bazıları ölen ve namusu
ve vatanı kirlenenlerle inanç ve komşuluk ve tarih bağımız komşularımız. Buraya
gelen öbürleri yeni silahlarını denemek, şehvetlerini Müslüman kadınlarında
tatmin eden, ellerini Müslüman kanlarıyla kirletenlerdir. Yine onlar
kazanacaktır. Başta Türkiye ve çevre ülkeler kayıp edeceklerdir.
Erdoğan Amerika’ya
gittiğinde, Yahudi lobisinin isteği olan İsrail’in güvenliği konusuna evet
dediği için Yahudi nişanı verilmiştir. O günden bugüne İsrail’i açıkça
eleştirmektedir. Hatta Cumhurbaşkanlarının yüzüne karşı söyleyeceği sözü de
söylemiştir.
Mavi Marmara gemisinin Filistin’e gitmesi teşvik edilmiştir.
İsrail Marmara gemisi gelmesin fena yaparım demiş, aldırış yapılmamıştır. Fakat
İsrail dediğini yapmış karşılık bile verilmemiştir. Yapılan her zaman ki gibi
yüksek perdeden konuşmaya devam edilmiştir. İşi körükleyen ve yakınları hiçbir
emeği olmadığı halde siyaseten gemiyi kullanmışlardır. İsrail devletiyle
yaptıkları ticaret sonucu büyük paralar kazanmışlar, kazanmaya devam
etmişlerdir. Günahsız insanlar ise, bu gemide ölmüşlerdir. Ailelerine
şehit oldukları söylenerek acıları azaltılmaya gidilmiştir. Mavi Marmara gemisi
yetkilileri İsrail askerlerini mahkemeye vermişler fakat iktidar ve dış
işlerinin kılı bile kıpırdamamıştır. Konuyla ilgili tazminatın lafları edilmiş
arkası kesilmiştir. Ölenlerin yakınlarına gözyaşı kalmıştır.
Erbakan Hoca İslamcı ve
Müslüman olduğu için tasfiye edilmedi. O samimi olarak Orta doğu eş başkanlığı
tuzağına karşı çıktığı için kendisine verilmek istenen Ortadoğu düzenindeki
görevi kabul etmediğinden yok edilmiştir. Sağlığındaki konuşmaları bunun delilidir.
Bu göreve Ecevit’e kaşı çıkmıştı. Bu yüzden adamı ne durumlara düşürdüklerini
hatırlayalım. Erdoğan bu iki devlet adamının aksine küresel sistemin emrettiği
Ortadoğu projesine evet dediği için kendisine bütün engeller kolayca
kaldırılmış, bugün devlettin ilk sırasına oturmuştur. Bir kitapta okumuştum.
Devlet bürokrasinde ve işadamlığında bir insan hızla yükseliyorsa, ya hanımı ya
da kendisi bir istihbaratın emrine girmiş demektir.
Bugün devlette görev alma tercihi
ehliyet ve dürüstlükten öte, başına örttüğü örtü ve yaptığı ibadetlerdir. Yani
ahirette Allah’tan alacağı sevabı AK parti 78 milyonun hakkını bunlara
paylaştırarak ödüllendiriyor. Ehil olmadıkları için devletin gelişmesine
katkıları olmuyor. Dindarlık siyaset tarafından dünyalığa dönüştürülmüştür.
Dindarlık, makam kazanma aracı yapılmıştır. Bu durum özellikle toplumu
dindarlaşma adına, içi boş dindarlıkla, ahlaksızlığın revaç bulmasında
büyük rolü oynamıştır. Teşvik ettikleri sendikalar ve dernekler bu
haksızlıkların uygulanmasında aracı görevi üstlenmişlerdir.
Bu iktidarın ilk yıllarını
hatırlayalım, başta iş adamları, solcular, liberaller ve aydınların her birine
ayrı bir değer vermişti. Ama onlara ihtiyaçları kalmayınca kullanılmış mendil
gibi, bir tarafa atılmışlardır. Yüzlerini görmeye bile tahammül edilmez
olmuşlar. Onların aykırı söz ve davranışlarına tahammül edemediler. Kendisini
güçlü görüp onların yardıma muhtaç olmadığını anladığı anda onları yerlerinden
etmiş, iktidarının zırnığı bile koklatmamıştır. Hatta iş adamlarını ağlatmaktan
beter etmişlerdir.
Devlet ihalelerini, kendi
yandaşlarına vermek için kanunları bir gecede üç kere değiştirmişlerdir. Kendi
yandaş memurlarının ceza alacaklarını gördüklerinde, çıkardıkları kanunlardan
nasıl çark ettiklerini gördük. Bunları dillendirenleri de hapis ve
soruşturmalarla engel olmuşlardır. Hasan Sabbah gibi, korkuyu egemen
kılmışlardır. Bu gereksiz davranış yüzünden Suriye başımıza çok şeyler
açacaktır. Şimdide Rusya’yla uçak yüzünden sorun çıkmıştır. Bu nedenle,
Batı ve Amerika’dan bağımsız siyaset üretmemiz iyice zora girmiştir. Keşke
ülkemiz kendi içinde ilim irfan ve teknoloji üretimine yoğunlaşsaydı.
Mültecilere aktarılan milli paramız ilim ve teknoloji üretecek Üniversitelere
aktarılsaydı. Bu gelinen süreçten sadece memnun olanlar bu iktidardan nemalanan
ve halkı sömürenlerdir. Kürtlerinde memnun olduğunu sanmıyorum. Halk ekmek ve
aş istiyor. Ak parti halkın nabzını iyi tuttu, zaaflarını kullandı. Kan dedi,
gözyaşı dedi. Aksini kimse iddia etmedi. Siyasetin gayesi elbette oyunu
artırmaktır. Devlet olmadan milletin olamayacağını düşünmelidirler. Devlet
konusunda akılları başlarına yeni gelmiş görünüyor ama neden sonra!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder