Rusya ile ne zaman çatışsak…
Rus uçağı düşürüldükten sonra, yeniden Türk/Rus savaşlarını
ve bu savaşların etkilerini, tarihten hızla okudum.
Önce şunu hatırlatmamda sayısız yarar var. Bilindiğinin
aksine, Osmanlı en çok toprak ve itibar kaybını Kızıl Sultan döneminde
yaşamıştır.
Rusların 1878 yılında, Ayastefanos’a girmesi, yani
Yeşilköy’e gelmesi; Osmanlı Payitahtının sonu anlamına geliyordu.
İngilizlerin araya girmesi ile Berlin Konferansı yapılmış,
İngilizlerin bu yardımına karşılık Kıbrıs İngilizlere bırakılmış, Mısır İngilizlerin
nüfuz alanına terk edilmiştir.
Bosna Hersek Avusturya-Macaristan işgaline terk edilmiştir.
Romanya, Karadağ ve Sırbistan bağımsızlıklarını elde etmişlerdir.
Besarabya’nın yanı sıra, Kars, Ardahan ve Bakü Ruslara
bırakılmıştır.
Dinin siyasetteki yeri artıkça, Osmanlı geri gitmiş, çağın
sanayi devrimi ve çağın modernizasyon hareketinin arkasında kalmıştır.
Durup dururken ortada bir maddi çıkar yokken, Ruslarla bir
kez daha çatıştık. Bu kez, Kızıl Sultan’ın zamanındakinden farklı olarak,
sahnede İngilizlerin yerine Amerikalılar var.
Uçağı düşürdük, koşa koşa Amerika’ya gittik. Tarihten ders
çıkarmadığımız için tarih tekerrür ediyor.
Bu kez, Berlin Konferansı yerine, İncirlik Mutabakatı
imzalandı. Aynı II Abdülhamit’in Kıbrıs’ı bahşetmesi gibi, bu kez de,
İncirlik’i bahşettik.
Alman gazeteleri şimdiden yazıyor. Türkiye bölündü diye…
Şu bir gerçek ki; Osmanlı da istibdadın en yüksek olduğu
dönemde, en çok toprak kayıpları olmuştur.
İstibdat ile önce kazandığını sananlar, daha fazlasını
dışardan gelen saldırılarla kaybederler.
Hitler için de öyle değil mi? Önce kazandığını sandı. Sonra
daha çoğunu kaybetti.
İngilizler Berlin Konferansı ile II. Abdülhamit’i ve
Payitahtı kurtarmışlardı. Ancak, İngilizler bu işten epeyce karlı çıkmışlardır.
Günümüze gelirsek, Amerika’nın mevcut siyasileri kurtarması
adına neler alacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Suriye’de yürütülen siyaset, her an Ruslarla bir çatışmaya
gebedir. Her Allah’ın günü Esad 300 bin kişinin katilidir, ifadesini
tekrarlamanın bize ne yararı olur? Ruslarla bizi biraz daha çatışmaya
yaklaştırır.
Mustafa Kemal Devrimlerinin yolundan çıkınca, onun bunun
oyuncağı olacağımız baştan belliydi.
“Dönülmez akşamın ufkundayım. Vakit çok geç. Bu son
fasıldır, ey ömrüm nasıl geçersen geç.”
Nasıl ki Kızıl Sultanı tahtından indirme imkânı yoktuysa, bu
gün de bu siyasi iktidarı değiştiremediğimiz sürece, belirlenmiş kaderimize
doğru hızla ilerleyeceğiz.
Amerika siyasi iktidarı kurtaracak ama Türkiye kaybedecek!
1.1.2016, bulentesinoglu@gmail.com
***
YORUM, ELEŞTİRİ VE KATKI:
Sayın Esinoğlunun tahlillerine ne ilave ne de eleştiri
yapmak hadim değil. Katılıyorum. Ancak savaş burada deği ki. Dahildeki yanlış
gaflet dalalet uygulamaları dış siyasetin de temelini teşkil ediyor. Oyun
oynanan saha bütçelerimizi ve eğitimlerimizin anayasamızın 5., 35. 166.
ve 58. maddelerine aykırı olarak açık bütçe ve ulusal eğitime has
uygulaması olan 4+4+4 eğitimidir. Her şeyi, bilime değil de dine dayandıran
görüşler artık dünyadan kalktı. Bu görüşlerle yola çıkan devlet yok. Bütçeler
zaten ihanetin odaklaştığı bir konudur. 2004 te Türkiye Cumhuriyeti
bütçesi 150 Milyardı. ve 8.162.000 KG altın alım gücünde idi. 2015
bütçesi ise 464 milyardır. Ve bu para ile ancak 4.800.000 kg altın
alınabiliyor. Bu ne her yıl muntazaman %6 kalkınsak dahi 11 senede
%66 kalkınabiliriz. Yani bütçemizi en fazla 150+90=240 milyar olabilir. O
halde 464 milyar nereden geliyor. Para basılarak paramızın kudretinin
düşürülmesinden geliyor. İşte bu Gaflet-i milliye uyguylamasıdır. Savaş cephesi
saçmalık cephesi gaflet -cephesi ne derseniz deyin. işte buradadır. Asıl
suçluluk işte budur.8.162.000 kg altın alan hazinemiz 4.8000.000 KG altın alım
gücüne düşürülmüş nufusumuz da 7 milyon artmıştır: İşte yaşadıklarımızın sebebi
budur. Başkanlık sistemi olmaması asla değildir. Baştakilerde bilim kafası
olmaması daha fecisi bunların " Bilim Çin'de bile olsa gidip alan"
ve Beşikten mezara bilim okuyan Müslümanlık cinsinden olmamalarıdır.
Mücadele sahası ve cephesi de DENK bütçe istemekten geçer. DENK bütçeyi
kim isteyecek. Bütün Türk milleti. Kim yapacak Hükümet ve TBMM neden yapılmıyor?
Bu sorunun yanıtı yoktur. Bu sorunun da yanıtı" Memleketin dahilinde
iktidara sahip olanlar gaflet dalalet ve hatta hiyanet içinde
bulunabilirler" in içinde vardır. Değerli bir Makine
yüksek Mühendis olana sayın Bülent Esinoğlu gibi gibi canlı kalabilmiş
ayakta durabilmiş vatanseverlerin bulunması bir ümit ve ışıktır.
Dr. AYTEKİN ERTUĞRUL
***
Yorum: Şayet gizli emisyon olsaydı bile kokusu çıkar ve
çoktan da iflas etmiş olurduk. Aslında kaçak (sıcak) para olarak gelen bu
fazla bütçe, bizim olmayan, ABD güdümünde ki ve istediklerini alıncaya -
ülkemizi bölünceye - kadar, deklare etmeden bize akıtacakları emperyalist
sermayedir gerçekte. Keşke bir miktar emisyon yapabilseydikte bu durumlara
düşmeseydik demek lazımdır aslında. Ve şimdilik bize akan paranın bir
kısmı Derebeyler arasında pay edilirken, büyük kısmı da ülkemizi paralayacaklara
çeşitli kalemlerde harcanmaktadır. Serendip Altındal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder