9 Haziran 2022 Perşembe

verimsiz projeler

VERİMSİZ PROJELER

Aşkım Tan

(Araştırmacı-Yazar)

Öyle bir dönemden geçiyoruz ki “3600 Ek Göstergeliler” ve “EYT”liler bir yana Türkiye’de hızla artan enflasyon ve pahalılık son dönemde maaş ve gelirleri adeta eritti, yok etti.

Mevcut iktidarın Kamu Özel İşbirliği Projelerine verdiği garantiler doğrultusunda, kamu kaynaklarını “verimsiz” projelere aktarmasından dolayı, ekonomi adeta dibe çöktü.

Şehir merkezinden uzak ulaşımı zor hastaneler, yeterli sayıda yolcunun kullanmadığı hava limanları, araç sayısı öngörülenden oldukça az olan köprü ve otoyollar gibi saymakla bitmeyen Kamu Özel İşbirliği Projeleri ile doluyuz.

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’na (TEPAV) göre hükümet,
Akkuyu Nükleer Santrali için 35 milyar Dolar
Havalimanı projelerine 7,3 milyar Dolar
Otoyol ve köprü projelerine 32,1 milyar Dolar
Şehir hastanelerine 78,2 milyar Dolarlık gelir garantisi sağlamış durumda.
Kamu Özel İşbirliği Projelerine verilen gelir garantileri bütçeye toplamda 153 milyar Dolarlık yük oluşturmuştur.

Osmangazi Köprüsü’nde 40 bin
Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde 135 bin
Çanakkale Köprüsü’nde 45 bin araç geçiş garantisi bulunuyor.

Sayıştay’ın rakamlarına göre, 2020 yılında Avrasya Tüneli için 25 milyon 376 bin 878 araç geçiş garantisi verilmiş, geçen araç sayısı ise 12 milyon 609 bin 103’te kalmıştır.

Hal böyle olunca, devletin kasasından tüneli işleten şirkete 456 milyon 310 bin TL ödeme yapıldı.

Osmangazi Köprüsü’nün sözleşme ücreti 668 TL iken geçişi teşvik etmek için ücret 184,5 TL’ye düşürülmüş ve aradaki fark olan 483,5 TL bütçeden karşılanmış oldu.

Yine hükümetin günlük 45 bin araç geçiş garantisi verdiği Çanakkale Köprüsü’nden bir günde 6 bin araç geçtiği açıklanmıştı.

Çanakkale Köprüsü için de sözleşmede belirlenen 285 TL’lik geçiş ücreti Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 200 TL olarak açıklanmış, buradaki geçiş başına 85 TL’lik fark Erdoğan’ın cebinden değil, devletin kasasından ödeniyor.

Sizlere sormak isterim, yanı başında “bedava devlet yolu” dururken hanginiz özellikle de ekonomimiz bu denli kötüyken bu köprülere para vermek ister?

Köprü ve otoyolların yanı sıra havalimanlarında da uçuş garantilerine ulaşılamaması nedeniyle; şirketlere
2015’te 42 milyon Dolar
2016’da 47.4 milyon Dolar
2017’de 60 milyon Dolar
2018’de 65 milyon Dolar
2019’da 133 milyon Dolar
2020’de 172 milyon Dolar her yıl yükselen bir grafikle toplamda 691,6 milyon Dolar garanti ödemesi gerçekleştirildi.

2012’de Afyon, Kütahya ve Uşak illerine hizmet vermek üzere açılan Zafer Hava limanı da zarar etmeye devam ediyor.

Yine “yolcu garantisi” ile yapılan havalimanını işleten şirkete 2012-2022 yılları arasında 53 milyon 982 bin Euro garanti ödemesi yapıldı.

Bu yılın ilk üç ayındaki garanti tutarı 1 milyon 734 bin 972 Euro’yu bulurken, güncel kurla bu rakam 3 milyon TL’yi geçiyor.

Sağlık Bakanlığı’na bakacak olursak; Sağlık Bakanlığı ona keza bütçesinin yüzde 25’ini şehir hastanelerine aktarıyor.

Yani sağlık harcamalarının milli gelirdeki payı 3,8’e düşüyor.

Şehir merkezlerinde çalışan devlet hastanelerini kapatarak şehrin ücra köşelerine şehir hastanesi açmanın mantığını çözebilen varsa, beri gelsin!

Hastane eşittir “hastalık”, hastane eşittir “acil müdahaledir”.

Hastanın hastanenin yolunu bulamadan yolda mevta olması işten bile değil!

Türkiye’de 1986-2020 yılları arasında imzalanan 252 adet kamu özel iş birliği sözleşmesinin yüzde 70’i 2003 yılından sonrasına ait olduğunu araştırırsanız sizler de görebilirsiniz.

Halkın cebinden alınan vergilerle elde edilen kamu kaynaklarının sermaye ve yüksek gelir gruplarına aktarılması halkın sormayı hak ettiği bir hesaptır.

Yine bu bağlamda 20 Aralık 2021’de 18 TL’yi gören Dolar, “Kur Korumalı Mevduat”a geçilmesi ile 11,50 TL’ye kadar düşmüştü.

Bugün ise Dolar 17 TL’yi gördü ve bu rakamın daha ne kadar artacağı ise merak konusu.

Peki bu durumdan kim nemalanıyor ve cebini dolduruyor?

Denge yine halkın ceplerinin hortumlanması ile sağlanıyor.

Faiz-Kur farkı Hazine’den karşılanacağına göre, milyonlardan alınarak milyonerlerin kasalarına akıtılacak.

Bu da siyaset meydanının yenilmeye yüz tutan başpehlivanının para basarak enflasyonun hararetini artırması ile sonuçlanacak.

Erdoğan, “sıkıysa, çürük, sürtük” gibi tepki toplayan pek çok avam tabirlerle halkına hakaret ederek, altılı masadan çıkacak olan adayı ısrarla sorgulayıp, hırpalama planları yapmak yerine iktidarda kaldığı her günün halkına verdiği zararın bilançosunu çıkarmalı ve bitmek tükenmek bilmez hırsını dindirerek gelecek seçimlerin lehine olmayacağını kabul etmelidir.

Yine Mustafa Kemal Atatürk’ün engin öngörüsü ile “Bir devletin maliyesi bağımsızlıktan yoksun olunca, o devletin bütün hayatî kısımlarında bağımsızlık felç olmuştur.” sözü ile içinde bulunduğumuz felçli durumu hatırlatmanın yerinde olacağını düşünüyorum.

2023’te 100. yılını kutlayacağımız Cumhuriyet’imize yakışır bir liderin özlemi ile…

https://www.guncelkadin.com.tr/askim-tan-verimsiz-projeler/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder