RUMLARIN İNSAN HAKLARI ÇİRKİNLİĞİ
Prof. Dr. Ata ATUN
Rumlar, “Kıbrıs adasında egemen olan benim. Ben ne dersem o
olur ve de olmalıdır. Kıbrıslı Türklerin hiçbir hakkı yoktur” havasında 1960
yılından beridir.
Bunun son örneğini de, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayramı çerçevesinde KKTC’de bu yıl 19'cusu organize edilen Uluslararası Çocuk
Festivali'ne katılmak için Larnaka Havalimanı'na gelen Sırbistan çocuk gösteri
grubunun, KKTC'ye geçmelerine izin vermemekle ve buna ilaveten de hepsini
topluca özel bir uçağa doldurup geri göndermekle ortaya koydular.
Aramızda, kendilerini “Türkçe konuşan Kıbrıslılar” diye
tanıtan kişilerin Rum yönetiminin bu davranışını niye çıkıp protesto etmediler
hiç anlayamadım doğrusu. Bu Sırp çocuklar “Türkçe konuşan Kıbrıslıların Çocuk
festivaline katılmak için gelmişlerdi. Rumca konuşan Kıbrıslıların bu çocuklara
izin vermemelerini protesto ederiz” diye gazeteler boy boy ilan verip, başka
zaman yaptıkları gibi sokaklara inip protesto etmeleri gerekirdi ama
ağızlarından ne bir ses çıktı, ne de bir protesto pankartı taşıyıp Rum Yönetimi
aleyhine gösteri yaptılar. Bu mezhebi belirsiz güruhun bugüne değin Rumları
protesto ettiğini ben hiç görmedim. Varsa yoksa hep Türkiye’yi be Türkleri
protesto etmeyi biliyorlar, ama iş Rumların Türklerin aleyhine yaptıklarına
gelince, Rumları protesto etmek nedense akıllarına ve işlerine hiç gelmiyor. Ne
de olsa bunlar “Türkçe konuşan Kıbrıslılar” ve “Rumca konuşan Kıbrıslıları”
kınamak veya da protesto etmek kitaplarında yazmaz. Zaten bunlar bir gün ölünce
de “Angolem Cumhuriyeti” toprakları içinde yer alan “Kıbrısça konuşan
Kıbrıslılar Mezarlığı”na gömüleceklerdir herhalde!
İnsan hakları konusunda şampiyon olduğunu iddia eden ama bir
siyasi hitap toplantısına katılan masum Türklerin üzerine köpeklerle saldırmayı
“İnsan haklarını ihlal olarak saymayan” Avrupa Birliği’nin uyduruk üyesi Kıbrıs
Rum Yönetimi de aynı yoldan yürüyor. Rumlara göre Kıbrıslı Türklerin hiçbir
“insanlara layık hakları” yok ve olmamalıdır da. Bunun en güzel örneğini de
KKTC’de düzenlenen Uluslararası Çocuk Festivali'ne katılmak için adanın Türk
tarafındaki Ercan Havaalanına değil de Rum tarafındaki Larnaka Havaalanına
gelmesini fırsat bilerek, ezelden beridir kafalarında ve içlerinde taşıdıkları
Türk düşmanlığından kaynaklanan bağnaz düşüncelerle Sırp çocukların bu bayrama
katılmalarını önleyerek ortaya koydular.
Rum basınında, AB için yüz karası olan bu olaya detaylı
olarak yer verilmemesi, Rum Yönetiminin kınanmaması ve protesto edilmemesi ise
insan hakları açısından bir başka yüz karası uygulama. Kıbrıslı Türkleri ve
Türkiye’yi hayali veya da uyduruk olaylarla suçlamak için ön sayfalarında
manşetler atan Rum basını, bu olayı içerilere taşıyarak laf ola vermeyi tercih
etti.
Rum polisinin, KKTC’deki etkinliklere katılmak için
Sırbistan’dan Güney Kıbrıs’taki Larnaka Havalimanına gelen 12 yaş altı cıvıl
cıvıl 13 öğrenciden oluşan grubunu adeta terörist grubuymuş gibi göz altına
alması, havaalanında saatlerce bekletmesi, KKTC’ye geçişlerini engellemesi ve
sonra da “deport” yani sınır dışı etmesi kabul edilebilir bir davranış değildir
ve içlerindeki Türk düşmanlığını, KKTC hazımsızlığını ortaya koymaktadır.
Rumların her zaman yaptıkları, kendilerini haklı göstermeye
yönelik yalan ve çarpıtılmış açıklamalarını, Sırp yetkililerin yaptıkları
açıklamalar net bir şekilde yalanlamakta.
Sırp Büyükelçiliği görevlisi Dejan Bivolarevic, Rum
yetkililerin, Sırp çocuk kafilesinin geçiş yapmasına izin vermediği yönünde
resmi açıklama yaparken Sırp halk dansları grubu direktörü Dejan Tosic de hep
beraber sınır dışı edildiklerini belirtti Sırp basınına.
Bize yakışan, bu Sırp çocukları ne pahasına olursa olsun
Ercan Havaalanından KKTC’ye getirtmek ve onlara bu coşkuyu yaşatmak olmalıdır….
Hadi Cumhurbaşkanı Akıncı, bu görev sana düşüyor.