Yalçın KOÇAK
18. Dönem Sakarya Milletvekili
Memur siyasetçiler;
Peki, memur nedir? Bürokrat.
Siyasetçi nedir? Demokrat?
Kırk yıllık yani, olur mu Kâni?
Olmaz. Peki, bizim demokrasimiz bir zayıflık, zafiyet rejimimidir?
Bu konuya bir çare bulmaz,
bulamaz?
Evet, Türk Demokrasi
edilgenleştirilmiş vesayet altındaki bürokratik Cumhuriyetin, Poligarşik
bürokrasinin tahakkümü altına girmiştir. Kayıt dışı Siyaset, Kayıt dışı Ticaret
ve Kayıt dışı Diyanet almış başını gitmiştir.
TBMM’nin çoğu bürokrasiden gelme
özürlü demokratlarla doldurulmuştur.
Mebusluk mutilik yumuşak
başlılık, biatçılık, başüstünecilik değildir, olmamalıdır.
Karşındakine ceket iliklerken
insanlar imanının üçte ikisini kaybedebilirim korkusuyla o düğmeyi
iliklemelidir.
Şu medyada, televizyonlarda
partilerine ve genel başkanlarına bayrak açanlar lütfen bir de bu gözlük ile
bakın, hepsi memur hadi razı gelelim rolleri devam ediyor.
Memur politikacılık görevlerini
sürdürüyorlar.
Geçen hafta yaşayan bir Demokrat,
ulu bir adam 15 yıl Bakanlık yapıp Ankara’da asansörsüz 4. Katta 80 metre kare bir evde
oturan ERDEM İstanbul’da ASAM, Avrasya bir kürsüsünde iz bıraktı, sorulara
mahal bırakmadı, dinleyicileri büyüledi gitti.
Evet, eski Eğitim, Sanayi ve
Çalışma Bakanlarımızdan Ali Naili ERDEM beyefendi bakın bizlerin hafızalarına
neler kazıdı;
Benim ocak yöneticisi olduğum yıl köydeki
ocak başkanı çiftçi idi, mahalledeki nalbanttı, nahiyedeki esnaftı. Bucak
yönetimine girdim, Bucak başkanım marangozdu, İlçe başkanımız dava vekiliydi,
İl başkanımız Mahrukatçıydı. (Dikkat ederseniz Ahi teşkilatı gibi
bir yapılanma var. Hiçbir siyasi kademede Memur yok)
Ne Demokrat Parti, ne de Adalet Partisi
millete yukarıdan bakmamıştır ve uzun yıllar iktidarda kalmışlardır.
Siyaset adamında bilgi çok önemli ama bilgeliğin
dışında olmazsa olmaz siyasetçi yüksek ahlak sahibi olmalıdır.
Kulak küpesi gibi sözler bıraktı
Ali Naili bey.
Soyadı gibi ERDEM’li bir adam,
konferans sonrası İstanbul eski Milletvekillerimizden Bozkurt Yaşar ÖZTÜRK bey
Sayın Bakana nasıl hitap etti ve konu neydi?
Sayın ÖZTÜRK’ün okuduğu yıllarda
sık sorulan bir matematik sorusu varmış – Sütçü her gün 60 kuruştan 70 kilo süt
toplar, 20 kiloda su katar, 80 kuruştan satarmış; Sütçünün kârı kaç paraymış?
Bu soruyu kitaplardan Sayın Ali NAİLİ ERDEM bakanlığı döneminde çıkarmış,
BOZKURT bey geç olsa da teşekkürlerini iletti Sayın ERDEM’e. Taze beyinlere
sahtekârlık ve hırsızlık aşılayan Milli Eğitimde “müfredat” tartışıldığı
günümüzde bir halis teklifte bulunmak istiyorum.
Bu Bakanlığın tabelasında “
Milli” kelimesini kaldıralım, ancak bu bize kamçı olur ve eğitimimizi
millileştirene kadar çalışma hırsı, azmi verir.
Şimdiki Bakan’a tek bir soru;
Fulbright anlaşmasına göre dört
Amerikalı, dört Türk memurun üye, ABD Büyükelçisinin Başkan olduğu ve
beraberlik halinde Başkan’ın dediği olur, olan Komisyon devam ediyor mu? Şimdi
kim milleti kandırıyor. Müfredat toplantıları yapıyor, daha YÖK’ün imamını
bulamamış Milli Eğitim Bakanlığı “Nekka Milli” buyurun siz karar verin.
Demokrasi alanını süte su katan eğitimden
geçmiş Bürokrasinin “Kifayetsiz Muhteris” lerinden arındırmamız lazımdır.
Rahmetli Menderes’in böyle bir hakkı yoktu.
Demokrat Parti Genel İdare Kurulunun tüzükten gelen ancak 6
Milletvekilini bürokrasiden seçme hakkı vardı, hepsi tarihe gömüldü, sizler
bizler doğruları görmeyelim, anlamayalım diye.
Bürokrat devletin millete hizmet
için verdiği makamın tüm nemasını kendi çıkarı için seçim bölgesine tahsis
ediyor,
Hayatını maaşa endekslemiş
insanın ufku beş maaşı kadardır.
Bir gerçek daha var ikinci bir
maaşı da Dolarla, Euro ile Sterlinle ya da Riyal’le alabilir?
Kim bilir.
Çalıyor çırpıyor sonra meclis,
dokunulmazlık v.s.
Demokrasiye hoş gelmeyen şeyler
oluyor.
Eleştirdikleri kuruma girebilmek
için birbirini boğazlayan basın mensuplarına ne diyelim.
ÖNEMLİ UYARI:
26 Mart Pazar günü komşumuz
Bulgaristan’da genel seçim var ve Türkiye’de 460 bin seçmen var.
Komünist mantıklı Bulgar; iki
seçim rey kullanmayanın önce seçme hakkını alacak, sonrada elindeki Avrupa
pasaportunu. Konu komşuya duyuralım; Bulgaristan seçiminde rey kullanmayan hem
kendisine, hem ülkesine, hem de Türkiye’ye karşı kötülük işlemiş olacaktır.
Bulgaristan
seçmenlerini uyaralım, aydıralım. Y.K
Soyadı gibi ERDEM’li bir adam, konferans sonrası İstanbul eski Milletvekillerimizden Bozkurt Yaşar ÖZTÜRK bey Sayın Bakana nasıl hitap etti ve konu neydi?
YanıtlaSilSayın ÖZTÜRK’ün okuduğu yıllarda sık sorulan bir matematik sorusu varmış – Sütçü her gün 60 kuruştan 70 kilo süt toplar, 20 kiloda su katar, 80 kuruştan satarmış; Sütçünün kârı kaç paraymış? Bu soruyu kitaplardan Sayın Ali NAİLİ ERDEM bakanlığı döneminde çıkarmış, BOZKURT bey geç olsa da teşekkürlerini iletti Sayın ERDEM’e. Taze beyinlere sahtekârlık ve hırsızlık aşılayan Milli Eğitimde “müfredat” tartışıldığı günümüzde bir halis teklifte bulunmak istiyorum. İstanbul 2006 platformu üyesi eski millet vekili kardeşimi hatırlatıcı sorusu hasbiyle tebrik ederim. Fiemanillah