ON KASIMLAR…
A.Kemal GÜL
Cumhuriyetimizin
kurucusu, üniter devlet yapımızın mimarı, en büyük Türk milliyetçisi, Türk
Milletinin gönlünde taht kurmuş büyük lider Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN ebedi
hayata göç ettiğinin 77. Yılı münasebeti ile onun yüce hatırası önünde,
müteşekkirliğimizi arz ediyoruz.
Bu anma
gününde Atamızı, silah arkadaşlarını ve bu eşsiz değere haiz ülkemiz için
canını ve malını karşılıksız veren her insanımızı rahmetle anıyor, aziz
hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz.
Her asırda
tarihin gidişine yön veren, çağ açıp çağ kapatan liderleri sinesinden çıkarmayı
başaran büyük bir milletin mirasçılarıyız.
Bana bir
lider gösteriniz ki, ’’cebren ve hile ile bu aziz vatanın bütün kaleleri zapt
edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin
her köşesi bilfiil işkâl edilmiş; millet fakir ve zaruret içinde harap ve bitap
düşmüş bir durumda iken, var olma yok olma kavgasında, milletini arkasına alarak
var olmayı başarmış bir lider’’ olsun.
Bugüne
kadar Türk Milleti haricinde, böyle bir lider çıkaran başka bir millet
olmamıştır.
***
Emperyal
donanım ve üstün gücüne rağmen Çanakkale’de Osmanlının ağır tokadını yiyen
İngiltere başbakanlarından L Lloyd George Atatürk için ‘’ Onun gibi dahiler
dünyaya yüzyılda bir gelir. O da maalesef Türklere nasip oldu’’diyecekti.
O bu
ülkeyi ‘’birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için’’ anlayışı ile kurtararak geleceğin mimarı
gençliğe emanet etmiştir. Onun yetiştirdiği gençlik bilir ki, Türkiye
Cumhuriyeti, çürümüş bir imparatorluktan fışkıran taze ve sağlam bir daldır,
Türk Milleti’nin son kalesidir.
***
Mustafa
Kemal ATATÜRK çok iyi anlaşılmalı ve anlatılmalıdır. Türk Milleti’nin bütün
kutsal değerlerine canını esirgemeden sahip çıkan bu büyük önder yaşanmalıdır.
***
O sadece
verdiği sıcak savaşlarda kahraman olmamış, Türk Milleti’nin muasır medeniyetler
seviyesine çıkması kararı başlangıcında da kahraman olmuştur.’’Vatan ve
cumhuriyet çalışan insanların omuzlarında yükselecektir’’diyerek geleceğimize
ışık tutan en güzel mesajını bizlere vermiştir.
***
ATATÜRK’ÜN
DEVLET ANLAYIŞINDAN BİR ÖZET:
*Bilelim
ki, milli birliğini bilmeyen devletler, başka milletlerin şikârıdır.
*Bir
millet sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe, yeryüzünde onu dağıtabilecek
bir güç düşünülemez.
* Bir
yurdun en değerli varlığı, yurttaşlar arasında milli birlik, iyi geçinme,
çalışkanlık, duygu ve kabiliyetlerinin olgunluğudur.
*Hükümet
millettir, millet hükümettir.
*Hükümetin
iki hedefi vardır: Biri milletin korunması, ikincisi milletin refahını temin
etmektir. Bu iki şeyi temin eden hükümet iyidir, edemeyen fenadır.
***
ATATÜRK’
ÜN LAİKLİK VE DİN ANLAYIŞI:
Laiklik,
yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Bütün yurttaşların
vicdan, ibadet ve din hürriyetlerini tekeffül etmektir. Laiklik din
özgürlüğüdür.
***
Düşmanlarımız
duraklama ve gerilememizi dine atfediyorlar. Bu bir hatadır. Âlem-i İslam
Hakikat-i Diniye dairesinde Allah’ın emrini yapmış olsaydık bu akıbetlere maruz
kalmazdık.
***
Tarihimizi
okuyunuz, görürsünüz ki, milleti mahfeden, esir eden, harap eden felaketler hep
din kisvesi altındaki küfür ve melanetten ileri gelmiştir.
***
Atatürk,
idealinde, aydın görüşlü, dini meselelere iyice vakıf, bilgisi, görgüsü, ifade
ve davranışlarıyla muhataplarına huzur ve güven telkin eden din adamı hayalini
yaşatmaktadır. Bu hayalin gerçekleşmesi için bir takım icraatların içine girdiği
de hepimizin malumudur.
***
‘’İrtica,
Din Karşıtlığı değil, Yenilik ve Milli Hâkimiyet İlkesi Karşıtlığıdır’’diyen
Atatürk’ devamla:
‘’Din vardır
ve lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur. Temeli
çok sağlam bir dinimiz var, malzemesi iyi. Fakat bina uzun asırlardır ihmale uğramış,
Harçlar döküldükçe yeni harç yapıp binayı takviye etmek lüzumu hissedilmemiş.
Aksine olarak birçok yabacı unsur ((hurafeler) binayı daha fazla hırpalamış.
Bugün bu binaya dokunulamaz, tamir de edilemez. Ancak zamanla çatlaklar derinleşecek
ve sağlam temeller üzerinde yeni bir bina kurmak lüzumu hâsıl olacaktır’’’.
***
‘’Türk
milleti dindar olmalıdır yani, bütün sadeliğiyle dindar olmalıdır demek
istiyorum. Bizzat hakikate nasıl inanıyorsam buna da öyle inanıyorum… Din şuura
muhalif, ilerlemeye engel hiçbir şey ihtiva etmiyor.’’
***
‘’Din, bir
vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı
gösteririz. Düşünce ve tefekküre karşı değiliz. Biz sadece din işlerini, millet
ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyoruz, kasta ve eyleme dayanan bağnaz
ve tutucu hareketlerden sakınıyoruz.’’
***
‘’Bizim
dinimiz en tabii ve en makul dindir ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur.
Bir dinin tabii olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uygun olması lazımdır.
Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur. Özellikle bizim dinimiz için herkesin
elinde bir ölçü vardır. Bu ölçü ile hangi şey ki, akla, mantığa, kamu
menfaatine uygundur. Eğer bizim dinimiz akla ve mantığa uygun bir din olmasaydı,
en mükemmel olamazdı.’’
***
‘’Milletimiz
dil ve din gibi kuvvetli iki hazineye sahiptir. Bu faziletleri hiçbir kuvvet
milletimizin kalp ve vicdanından çekip alamayacaktır ve alamaz.’’
***
‘’Bizde
ruhbanlık yoktur. Hepimiz eşitiz ve dinimizin ahkâmını eşit olarak öğrenmeliyiz.
Her fert dinini, diyanetini, imanını öğrenmek için bir yere muhtaçtır, orası da
mekteptir. Nasıl ki her hususta yüksek meslek ve ihtisas sahiplerini yetiştirmek
lazım ise, dinimizin geçek felsefesini tetkik ve bilimsel fenni telkin
kudretine sahip olacak güzide ve gerçek büyük âlimler yetiştirecek yüksek
kurumlara da malik olmalıyız.’’
***
‘’Bizim
dinimiz hiçbir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir.
Allah’ın emrettiği şeyi, kadın ve erkek beraber olarak ilim ve kültür
edinmeleri gerekir. Kadın ve erkek, bu ilim ve kültürü aramak ve nerede olursa
oraya gitmek ve onunla dolu olmak zorundadır.’’
***
’Uygarlık
yolunda yürümek başarılı olmak yaşamın şartıdır. Bu yol üzerinde bekleyenler
veyahut bu yol üzerinde ileri değil, geriye bakmak bilgisizlik ve gafletinde
bulunanlar genel uygarlığın coşkun seli altında boğulmaya mahkûmdurlar.’’
‘’Uygarlık
yolunda başarı, yenileşmeye bağlıdır. Sosyal yaşamda, ekonomik yaşamda bilim ve
fen alanında başarılı olmak için tek olgunlaşma ve ilerleme yolu budur.’’
Vurgusunu
yaparak hedefimizi belirleyen Atatürk’ü ve kurduğu cumhuriyeti ilkeleriyle
kavrayıp yaşatmak başlıca görevimizdir, geleceğimize güvenle bakmanın
parametresidir.
***
Sözün
özü: Atatürk Türk milleti için bir semboldür. O’nun aynasında kendimizi
görüyor, O’nun dinamizminde kendimizi buluyoruz. Hâlâ tüm tartışmalarımızda
O’nun var olması da bunun bir göstergesidir. Tarih üzerinden sürekli
kavga etmek bir toplumu yaralar, parçalar ve böler. Toplumun dinamikleri
üzerinden yapılan tartışmalardan ve ayrışmalardan fayda beklemek
ise safdillik olur.
***
On
kasımlar, yas tutma günü değil, geçen 92 yıllık cumhuriyet döneminde ATATÜRK’ÜN
koyduğu bu ilkelerin ne kadarını hayata samimiyetle geçirebildiğimizin vicdan
muhasebesinin yapılması gerektiği gün olmalıdır.
On
kasımlar, O en büyük Türk Milliyetçisinin bize emanet ettiği bu cennet vatanı
ne derece muasır medeniyetler seviyesine çıkarabildiğimizin muhasebesinin
yapılması gerektiği gün olmalıdır.
***
Yüce
ALLAH’IN bir takdiri olarak bizlere bahşettiği o eşsiz değerlere sahip insanın
bizlerden ayrıldığı 10 Kasım 1938’ de dünya milletleri sıralamasında altıncı sıralarda
seyrederdik. Şu andaki durumumuz nedir? Geliniz O büyük insana layık olmak
istiyorsak, bahse konu bu her yönüyle kalkınmışlık sıralamasında birinci sıralara
çıkabilmenin yarışı için beyinlerimizde, gönüllerimizde milli ve potansiyel
enerjimizi oluşturmakta aksiyoner olalım.
***
BEŞBİN
YILLIK ŞEREFLİ BİR TARİHİN SAHİBİ OLAN ASİL TÜRK MİLLETİNİN TEK KİŞİ EGEMENLİĞİNDEN
MİLLET EGEMENLİĞİNE GEÇİŞİNİ SAĞLAYARAK BİZE ARMAĞAN VE EMANET ETTİĞİ TÜRKİYE
CUMHURİYETİ DEVLETİNİN KURUCUSU GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN SONSUZLUĞA UĞURLANIŞININ
77. YILINDA KENDİLERİNİ VE SİLAH ARKADAŞLARIYLA BİRLİKTE AZİZ ŞEHİT VE GAZİLERİMİZİ
RAHMETLE ANIYOR, MİNNET VE ŞÜKRANLARIMIZI SUNUYORUZ.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder