İzmir’in İşgalinin Perde Arkası
Prof. Dr. Ata ATUN, Kıbrıs İlim Üniversitesi
Tarihi bilmeyen bir uluslararası ilişkiler uzmanının çok sağlıklı değerlendirmeler ve öngörüler yapamayacağı inancındayım. Geleceği görmek için geçmişi çok iyi bilmek gerekiyor.
Ben, tarih araştırmalarımda genellikle yazılı olan tarihi değil, açıklanmamış, yazılmamış, evraklar arasında kaybolmuş ve basının tozlu sayfaları arasına sıkışmış bilgileri okumayı tercih ediyorum.
Teşkilat-ı Mahsusa’nın (Milli İstihbarat Teşkilatı-MİT) kuruluşunda yer alan ve Birinci Dünya Savaşı dönemindebaşkanlığını yapanrahmetlik Eşref Sencer Kuşcubaşı’nın hatıralarında yer alan bir bölüm, bana Yunanların İzmir’i neden işgal ettikleri araştırmalarım ile ilgili aradığım bilgileri detaylı bir şekilde verdi.
Belli ki, tarihimiz ile ilgili bazı bilgiler,tarih yazarlarımız tarafından pek önemsenmediklerinden dolayı yazılı tarihimizde yer almamış.
Yunanlar, 1796 tarihinde haritası çizilen Megali İdea doğrultusundaBizans İmparatorluğu’nu(Büyük Doğu Roma) kurma çalışmalarına başlamışlar ve 3 Kasım 1839tarihinde -I. Tanzimat Fermanı’nın ilanından sonra- Padişah’ın hoşgörüsünün ve fermanın verdiği olanaklarlasinsice ve kimselere hissettirmeden Ege bölgesine nüfus kaydırma yoluna gitmişler.
Birinci Dünya savaşının başladığı 1914 yılında bölgedeki Yunan nüfusu;Ayvalık ve Körfezinde120,000, Çanakkale şehir ve bölgesinde 90,000, İzmir’de 190,000, Urla yarımadası-Günay batı İzmir’den Çeşme’ye kadar 130,000, Aydın şehir ve bölgesinde 80,000, Akhisar, Manisa, Alaşehir, Uşak şehirleri ve bölgesinde 150,000 kişiye, toplamda yaklaşık 800 bin kişiye ulaşmış.
Taşıma göçmenlerle Midilli adası 150,000, Sakız adası 70,000 ve Sisam adası da 100,000 nüfusa çıkarılmış.
Bölgeyi kendi düşüncelerine göre vilayetlere ayırmışlar. Edremit’ten İzmir’e kadar Midilli adasına, Urla ve İzmir çevresi de Sakız adasına, Aydın, Söke, Kuşadası ve demiryolu üzerinde yer alan köyler ve kasabalar da Sisam adasındaki Kolorduya bağlanmış. Bu bölgelerde yaşayan askerlik çağına gelmiş olan Yunanlı gençler, bir şekilde bağlı oldukları Kolordulara gidip askerliklerini Yunan Ordusunda yapmaya başlamışlar.
Bölgedeki demiryolunda çalışan tüm personel Yunanlılardan oluşturulmuş, her istasyonun bitişiğinde de sahibi Yunanlı olan bakkal dükkanları açılmış. Taşıma ve ticaret tamamen bölgedeki Yunanlıların kontrolü altına girmiş.
Kral Konstantin’e Bizans Kartalı Sancağını Ankara Kalesine çekmek üzere veren İzmir Metropoliti Hristos Tomos’unYunanistan ile birleşip “Büyük Yunan Krallığı”nın kurulması taraftarı olmasına karşın bölgenin en güçlü ikinci din adamı olan Efes Metropoliti, Bizans İmparatorluğu kurulması için çalışırken, güçlerini Yunanistan için birleştirmişler.
Yani Yunanların, 15 Mayıs 1919 tarihinde ellerini kollarını sallayarak İzmir’e çıkmalarının gerçek nedeni, Fransız ve İngilizlerin kışkırtmalarından ziyade son 80 yıldır bu işgale kendilerini hazırlamış olmalarıymış.
Yazılı olmayan bu tarihten yapacağımız çıkarım, Rumların tüm adımlarını Megali İdea doğrultusunda attıkları, bunu gerçekleştirmek için sabırla fırsat kolladıkları ve Türklerin zayıf anını bekleyerek harekete geçmeyi hedefledikleri.Ki; Rum Demokratik Seferberlik Partisi DİSİ eski milletvekili Hristos Rotsas’ın“15 Temmuz darbe girişimi esnasında KKTC’ye saldırıp Türk askerleri esir alabilirdik. Tarihi bir fırsatı heba ettik” sözleriyle Rum hükümetini eleştirmesi bunun en önemli göstergesi…
Prof. Dr. (İnş Müh), Doç.Dr. (Ulus İliş) Ata ATUN
Akademisyen,
Kıbrıs İlim Üniversitesi
KKTC
III. Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı